Berat kandili olarak bildiğimiz bu gecenin aslı, İslam öncesi Yahudilerin inandıkları hikayelerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Yahudi dinindekiler İslamiyet’e girdikten sonrada eski inançlarına ait olan efsane ve hikayeleri anlatmaya devam edip sanki İslamiyet’e aitmiş gibi görülmesine sebep olmuşlardır.
Roj haşana, Kurtuluş günü manasına da gelir. Musa A.S. Firavundan kurtulduğu, kavmini kurtardığı günün kutlaması, İnsanın Roş haşana ya tasarımı yapılan bir yıllık kaderi, yom kippur da son şeklini alır ve mühürlenir İnancı vardır.
Hüküm günü inancını yorumlayan Rabenu Behay; “Roş Haşanah, sıradan insanların bilinçlerinin öylesine üstünde bir düzeyde yer alır ki, açık seçik anlatılamaz, yalnızca üstü kapalı bir biçimde sözü edilebilir.” Şeklinde açıklar.
Yine Musevilerin gündüz dualarında;
“Bu gün, ülkeler hakkında, kimin savaşıp, kimin barış içinde yaşayacağına, kimin açlık çekip, kimin bolluk içinde yaşayacağına karar verilecek; ve tüm yaratıklar yaşamda ve ölümde bunları hatırlamaya çağırılacaklar.” (Musaf duası)
“Kaçının bu dünyadan göç edip, kaçının yaratılacağı Roş Haşana’da yazılıp, Yom Kipur’da mühürlenecek; kimin yaşayıp, kimin öleceği; kimin önceden tayin edilen zamanda ölüp, kimin zamanından önce öleceği..”. (Nesane Tokef duası)
“Roş Haşana’da üç kitap açılır, biri ruhunda kötülük besleyenin kitabıdır, öbürü dürüstün kitabıdır, üçüncüsü ise ikisinin arasındakilerin kitabıdır. Dürüst ve adil olanların adları, yaşam kitabına yazılıp, hemen mühürlenir, kötü ruhluların adları, ölüm kitabına yazılıp, hemen mühürlenir, aradakilerin adları ise Roş Haşana’dan, Yom Kipur’a kadar askıya alınır. Hak ederlerse, adları yaşayanlar arasında yer alır, aksi halde öleceklerin arasında yer alırlar.” (Roş Haşana, 16b)
Görüldüğü gibi sanki tatile çıkacak bir tanrıya inanır gibi batıl bir inanç şeklinden bahsediliyor. Halbuki Kur’an’a sorduğumuzda;
- O her an iş başındadır. (Rahman /29)
Yani Allah’ın her an hayata aktif ve aktüel bir müdahildir. Tatile çıkması, önceden 6 gün çalışıp sonra dinlenen, Önceden yaratıp planlayıp sonra dinlenen bir tanrı değildir. Allah;
- O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O
da hemen oluverir. (Yasin/82)
Kudretinde bir Allah’tır. Nitekim Allah Resulünün Miraç hadisinde Allah Resulü Cibril’e;
“Bir şeyleri çıkarken gördüm acayip bir şeyler yani tarifini yapamadığım bir şeyler. Bunlara karşılık bir şeyler de iniyordu. Sordum:
- Ya Cibril bu nedir? Dedi ki;
- Bu çıkanlar insanlığın amelleri, İnenlerde amellere karşı anında yaratılan durumlardır.”
Şeklinde açıklamıştır. Yani her an hayata müdahil olan, hesabını anında gören bir Allah’tır anlamını teyit eder.
Görüldüğü gibi Musevi inancının bu batıl efsanesi, İslamiyet’e Berat kandili olarak yansımıştır.
Araştırmacı, akademisyen yazar Mustafa İslamoğlu Berat Kandilinin özgünlüğü nedir sorusuna;
“Hiçbir özgünlüğü yoktur. Ve bunun da aslı yoktur. Ha..! beraat gecesinde ne vardır:.! Aslında gelen rivayetlere baktığımızda bu geceye özel bir rivayette yoktur. Özel bir şey de yoktur. Ama Allah Resulü; 3 aylara girildiğinde kademeli olarak Ramazana bir hazırlık yapardı. Bu hazırlığın bir üst kademeye tırmandırması hadisesi olarak anlamak lazım. Yoksa bununla alakası yoktur.“ şeklinde verdiği cevap daha gerçekçi ve mantıklı olduğu görüşündeyim.
Bu bilgilerin bilinmesi ve paylaşılması, Allah’a olan inancımızı doğru bir kanalda tutması, yanlış kanatlar oluşturmaması içindir.
Benim önerim; Allah Resulünün; Ramazan ayına yaklaşırken giderek artan ibadetler zincirinden bir halka gibi kabul edip bu zihniyetle hareket edilmesi, sadece bir gece ile kısıtlamayıp, Musevilikteki gibi yanlış beklentilere kapılmadan değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Yazımı yine Allah Resulünün duası ile bitiriyorum: