29 Ekim 2008 Çarşamba

HEY GİDİ 29 EKİM NE HALE GELDİN..!

29 ekimle ilgili geçmişte yaşanmış olan bayramları ve yaşananları yazmaya karar vermiştim. Acaba benim gibi düşünen varmı diye internette sörf’e çıktım. İnanın benim ifade edeceğimden daha güzel yazılar buldum. Editörlerim izin verirlerse kısa kısa paylaşmak istiyorum.

29 Ekim’i eskilere sorduğunuzda size şöyle anlatırlar.

“Cumhuriyet bayramına katılan her bir esnaf, traktör römorku veya bir kamyon karoseri üstünde sanatlarının veya verdikleri hizmetlerin tüm özelliklerini yansıtacak tertip ve etkinliklerle törende yer alırlardı. Bu arada ürettikleri veya hazır alıp da sattıkları ürünlerini törene katılanlara ve onları izlemeye gelen halka atmak suretiyle dağıtırlardı.
Mesela şekerciler bir taraftan pişmaniye çekerken diğer taraftan da halka karamela veya kâğıtlara sarılmış akide şekeri ve çikolata atarlar, kabzımal ve manavlar ise mevsim meyvelerinden ve sebzelerinden, bakkallarda sattıkları her çeşit maldan önceden küçük kesekâğıdı veya külahlara koyup hazırladıkları örnekleri fırlatırlardı, berberler koltuğa oturan birinin sakalını ustura ile tıraş eder, terzi esnafından bir veya bir kaçı makine da dikiş dikerken diğer birisi arkadaşına elbise provası yapardı.
Bugün için iyice önemini kaybeden bakırcı esnafı kendi imalatları olan bakır malzemelerle süsledikleri römork veya araç karoserlerinde çekiçle, önlerinde kabı döverler, kalaycılar araç üzerine kurdukları düzenle bir taraftan körük yardımıyla ateşi devamlı canlı tutar diğer yandan da, bakır kapları kalaylardı. Tenekeci ve sobacılar, odun sobası ve boru imal ederler, yorgancı, semerci ve eğerciler iğne, iplik ve çuvaldızları ile ellerindeki işlerini tören sırasında tamamlama gayreti içerisinde olurlardı.
Zafer, Kurtuluş ve Cumhuriyet bayramlarında, gün boyu hatta hava karardıktan sonraki, eski belediye binası önünde davul ve zurnalar çalar, bazıları da cadde üzerine oynarlardı. Biraz ileride de kemençe eşliğinde durmaksızın horon teperlerdi. Tabiî ki her ikisinde çok sayıda seyircileri olurdu. Akşamları, fener alayı, iki büyük araç karoserinde tertiplenmiş olarak, marşlar eşliğinde caddelerde dolaşır ve halkta onları büyük bir ilgi ve coşkuyla izlerdi.”(1)

“Bir başka olurdu Cumhuriyet bayramı; Şehirde taklar kurulurdu, çiçeklerle bezenir bayraklarla süslenirdi taklar ve şehir. Bütün esnaf kuruluşları demirciler, terziler, marangozlar, tamirciler, berberler diğer başka sanatkârlar bir kamyon kasasına veya traktör römorkuna kendi işler ile tezgâh ve takımları yerleştirir bayramda resmigeçide katılırlardı.İlin, ilçenin, kasabanın bütün okul çocukları okullarıyla birlikte katılırlar, ailelerde çocuklarını bayramda geçit törenlerinde görmek için bayram kutlanan yerlere akın akın gelirlerdi. Askerler.ve izcilerin apayrı bir yürüyüşleri vardı. Komutlar sert bando harika marşlar çalardı. Marşlı yürüyüşlerde duygulu ve coşkulu anlar yaşanırdı, tüylerimiz diken,diken olurdu. Askerlik şube başkanı, Vali, Belediye başkanı bir jipin üzerinde öğrencileri ve halkı selamlar bayramımızı kutlarlardı. Bu arada belediye hoparlörlerinden kahramanlık türküleri ve marşlar gün boyu çalardı.

Ya gece fener alayı 'Annem beni yetiştirdi'' Eskişehir,Eskişehir yalçın kaya sarp yeri'' marşlarıyla askerlerin ellerinde yanan meşaleler arkalarında biz çocuklar marşlarla büyük bir coşkuyla şehrin ana caddelerinde bayramı kutlardık.
Uzun yıllar köylerde öğretmenlik yaptım. En büyük ve mutlu bayram Cumhuriyet bayramı idi. Bu bayramın çok iyi bir şekilde kutlanması için elimizden gelen her şeyi yapar bayram günü Cumhuriyetin kuruluşunu canlandırır,marşlarla milli oyunlarla,kahramanlık şiirleriyle bayramı kutlardık. Bayramın gecesi de elimizdeki olanaklarla Kurtuluş savaşından bir bölümün canlandırıldığı tiyatro gösterileri hazırlardık. Bu arada şehirlerde her evde ve dükkânlarda bir bayrak asılı olurdu. Kısaca bayram gibi bir bayram kutlardık.”(2)

Özünden kaybetmemesi için anlatılanları bölmek istemedim. Ancak görünen o ki, değişen dünya içinde savrulduğumuz bir gerçek.
Peki kaybettiklerimiz kazandıklarımızı karşılıyor mu?
Bugün bir tık ile Cumhuriyet Bayramı hakkında sayısız doküman, bilgi elde ediyoruz. Peki o eskinin çocukları kadar hazmedebiliyor muyuz bu gerçeği?
“Canım, onlar yaşamışlar, tabii ki önemserler.” diyeniniz çıkarsa diye söyleyeyim. Bahsedilen bayram kutlamalarına katılan o çocuklar kurtuluş savaşı görmüş kişiler değiller. Hayatlarında Anıtkabir görmemiş, Nutuk okumamış, ama toplumun kenetlendiği o cumhuriyet özünü sindirmiş çocuklardı onlar.
Bununla birlikte Hasan Cemal’in de yazısında belirttiği gibi bazı korkularımız da kemikleşmiş. Mesela;
“85 yıllık bir yanlışı daha var Cumhuriyet devletinin.Bu da laiklikle ilgili.Bunca yıl öylesine militan bir laiklik tarifinde inat etti, öylesine laiklik uygulamalarının altına imza attı ki, demokrasilerde vazgeçilmez olan bazı bireysel hak ve özgürlükleri çiğnedi.Bir başka deyişle:Türkiye Cumhuriyeti Devleti, geçen 85 yılda, 'Kürt meselesi'nin yanına bir de 'Laiklik sorunu'nu koydu. Türkiye'nin 'bölünmez bütünlüğü'nü korumaktan söz ede ede, 'irtica'yla mücadele diye diye birinci sınıf demokrasi ve hukuk devletine kapıyı kapattı bu ülkede...Bugün de kapatmaya çalışıyor.Çünkü 'demokrasi'den korkuyor.Hukuk'tan korkuyor.”(3)

İşte Bürokraside konumlarını muhafaza zihniyetinin ortaya çıkardığı korku ve hukuksuzluk örnekleri, halkı Bayramlardan, Demokrasiden soğuttu, uzaklaştırdı.
Bugüne gelince aynı olayları yaşamış iki farklı ülke çıkıyor ortaya. Öyle ki;

A - 29 Ekim: Türk’ün gücünü dünyaya kanıtladığı büyük gün.
B - 29 Ekim: Çarşamba günü.

A - Cumhuriyet Bayramı: Tüm dikta, himaye, sömürge hatta monarşi rejimlerini silip attığımız gerçeğini bize hatırlatan bayram.
B - Cumhuriyet Bayramı: Tatil

A - Bayram Gösterisi: Coşkumuzla tüm şehri inletelim. Sesimiz gavur elinden duyulsun.
B - Bayram Gösterisi: Bırak uyuyayım biraz. Tatil zamanı gösteri mi olur ya!

A - Şehir Yürüyüşü: Herkes gelsin, herkes yürüsün.
B - Şehri Yürüyüşü: Sakın gitme bak, provokatör vardır şimdi orada, durduk yere fişlenmeyesin.

A - Fener Alayı: Bir bütün etrafında kenetlendiğimizin göstergesi…
B - Fener Alayı: Bizim Fener mi? Hani futbol falan?

Az şey bilip, her şeye değer veren bir toplumdan, çok şey bilip hiçbir şeye değer vermeyen bir topluma doğru koşar adımlarla…! Ey güzel yurdum insanı; o kadar hızlı koşma, bak. Cüzdanını düşürdün. İçinde kimliğin vardı!

Hepinizin Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun.


Kaynak;
(1) http://www.kocaeliaydinlarocagi.org.tr/VolkanSenel_IzmitteCumhuriyet.aspx


(2) http://forum.haber.gen.tr/turkiye-gundemi/cumhuriyet-bayramimiz-kutlu-olsun-88748.html

(3) http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1009131

fotoğraf ; resimde.net/ataturk-resimleri/ataturk-resimleri