Benim söylediğim şu, Hz.
Peygamber Hz. Ebu Bekir’i Zilkade ayında hacca göndermiş, sonra kendisi
zilhicce ayında hacca gitmiş. Bu ne demektir? Her ay bir hac düzenlenebilir
anlamına gelir. Yoksa zamanı yoktur falan diye değil. Yani şimdi hacca
gidiyoruz ya arefe günü Arafat dağında vakfe yapıyoruz, aynı dakika da, aynı
saniyede bir sonraki ayda da yapabiliriz bunu. Kim diyebilir ki yüce Allah
oraya gelen vakfesini yapan bütün Müslümanların haccını kabul etmeyecek, kim
söyleyebilir bunu.
Şimdi şu anda yapılan haccın her
sene böyle olması gerektiğini zorunlu kılan esas nokta kurban ibadeti ile haccı
birleştirmek oluyor. Oysa ki kurban haccın rüknü değildir yani farzı değil
demektir, ilkesi, prensibi değildir. Haccın farzları bellidir yani ihrama
girmek abdest hükmündedir. Nasıl ki namaza kalkmadan abdest almak
mecburiyetinde iseniz, hacca gitmeden evvel de ihramınıza gireceksiniz. Ondan
sonra Arafat’ta vakfenizi yapacaksınız, Kâbe’yi tavaf edeceksiniz. Bunlar bir
numaralı farzlardır. Bundan sonra ikincil farzlar gelir bunlar da Müzdelife’ye
ineceksiniz diyor ayeti kerime de oradan
Mina’ya ineceksiniz ve oralarda nelerin yapılacağını bile Allah-u Telâ
söylüyor. Yani Müzdelife’de zikir yapacaksınız, Mina’da istiğfar edeceksiniz,
hatta nasıl dua yapacağınızı bile Allah’u Telâ söylüyor.
Şimdi ben niye bunu söyledim?
Ben bunu seneler evvel tefsirimde yazdım, ondan önce seneler evvel de bunu
tespit etmiştim. Nasıl tespit ettik? Şimdi hacca kaç kişi birikmiş? 700.000
kişi. Düşünebiliyor musunuz bunu. Yani dünyada ABD nin Müslüman olduğunu
düşünün, Çin’in Müslüman olduğunu düşünün veya ilerde Rusya’nın Müslüman
olacağını düşünün ki olacaktır ilerde, bunu Allah bilir. O zaman milyonlarca
hacı hacca gidecek. Ne ile durduracaksınız bunu?
Bence Müslüman ülkelerin bütün
diyanet işleri başkanları bir araya gelecek, devlet başkanları bir araya
gelecek her ay bir hac düzenlenebilir aynı saat aynı dakikada.
Ha, bu benim Bakara/197.
Ayetinden çıkardığım hükümdür. Ne diyordu Allah’u Telâ; ElHaccü eşhürun ma'lumât hac belli
aylardadır. femen ferada fiyhinnel kime o
aylarda farz olduysa, yani bu ayda bana farz olmadı ama senenin başka bir
ayında bana farz olabilir, o zaman hacca gidecek.
Dolayısıyla ben şunu söylüyorum senenin 12
ayı hac yapılabilir. Yani her istediğin zaman al buradan git değil. Tek başına
gittim ben arafatta yaptım tavafta yaptım hacı oldum diyemezsiniz.
Peki, sizin bu söylediğinizi uygulayan ülke
var mı?
Hayır, ben şimdi ileriye yönelik bir öngörü
yapıyorum, daha kalabalık olduğu zaman. Şu anda insanlar oraya sığmıyor, işte
gidemeyenler var, gidemeden ölenler var. Ben diyorum ki zaman gelecek
milyonlarca insan hacca gitmek mecburiyetinde kalacak gitmek istediği halde
gidemeyecek. Buna çare ne? Buna çare bakın peygamberimizin bir uygulaması var,
Hz. Ebu Bekir’i Zilkade ayında hacca gönderiyor, bu kitaplarda var, açsınlar
baksınlar.
Demek ki zilhicce ayına gidecek sadece orada
vakfede duracağı şartı yok. Biz senede 12 ay var 12 ayda da aynı zaman aynı
dakikada orada vakfe yapabiliriz. Bunu İslâm ülkelerinin bilim adamları, din
adamları, devlet başkanları, diyanet işleri başkanları bir araya gelecek, belki
benim neslim bunu görmeyecek, belki benden sonraki nesil de bunu görmeyecek ama
bir gün bu noktaya gelinecek. Ben onu tefsirimde soru işareti olarak verdim,
yapılamaz mı diye koydum, hüküm vermedim.
Şimdi tabii benim bu söylediğim anormal
gelecek birilerine, gelebilir mümkündür.
- Mantıken düşünüldüğünde yani
gidildiği zaman yapılacaklar aynı, ettiğin dua aynı, ibadetin aynı. Neden aylar
arasında fark olsun diye insan düşünüyor aslında.
- Yani ben 12 ayda 12 hac
yapılabileceğine inanıyorum.
- Peki, şöyle bir ifade
kullandınız, belki bu ay bana farz değil ama şe ay bana farz olacak dediniz ya,
o zaman şunu soracaklar ben nereden bileceğim hangi ayın benim için hayırlı
olacağını?
- Hayırlı meselesi değil, imkân
meselesidir. Bakın sizin bu ülkeden, Türkiye’den Amerika’dan, Almanya’sından
hacca gitmek için paraya ihtiyaç var. Allah para kelimesini kullanmıyor Kur’an da;
ve Lillâhi alenNasi hıccül beyti
menisteta'a ileyhi sebiyla. (A.İmran/96) diyor, gücü yeten, imkân bulan. Yani
bir arabanın şoförlüde muavini de, bir uçağın pilotu da imkânı varsa oraya
gitti ya o haccını yapabilir. Yani uzakta olduğumuz için para lazım bize. Ama
oraya gitme imkânını bulan kim varsa, hangi imkânla gittiyse haccını yapabilir.
Yani bir öğretim üyesi, bir paşa gitmiştir orada askeri toplantı yapmaya,
gitmişken orada haccını da yapabilir. Ama parası illaki şart değildir, imkân
meselesidir. Siz hangi anda imkân buldunuz bu ay, gidersiniz Haccınızı
yaparsınız, eğer müsait değilse bir sonraki ayda gidersiniz. Ama insanları
tutup bir sene ertelemek, bir milyon insanı kapıda bekletmek, senelerce bir
insana sıra 3 – 4 yılda bile gelmiyor. Ama o ayeti kerimeye baktığımız zaman
ben tahmin ediyorum bu nesle değil ama bu nesilden sonraki nesillerde bu
Bakara/197. Ayeti işler hale getirilecektir.
- Peki siz bunu ben tefsirimde daha önce de dile getirdim diyorsunuz, tepki
aldınızmı?
- Tefsirden almadı da, 2002 de ben hacca gittim döndüğümüzde o zamanki
diyanet işleri başkanlığı Tarabya otelinde bir sempozyum yapıldı, bu
sempozyumda da beni hac kısmına koydular. Orada ben bunu dile getirdim. Tepki
gördüm tabii. Oylama yaptılar, Allah’ın dininde oylama olur mu yani böyle bir
şey olamaz dedim. Tabii 20 kişi idik 1/19 kaybettim. Doğal olarak tepki
gösteriyorlar.
Aslında bu işi araştırmadan fetva vermek doğru değil. Araştıracaksın,
Bayraktar hocanın dediğinin doğru olup olamayacağını düşüneceksin, kafa
yoracaksın ondan sonra konuşacaksın.
- Peki, hocam bir izleyici sorusunu size aktaracağım, mesela ramazan ayı da
yaza denk geliyor bunu da başka bir ayda tutabilir miyiz orucumu?
- Şimdi eğer öyle bir düzenleme, takvimde bir düzenleme olursa yani Arap
aylarına göre biz oruç tutuyoruz. Arap aylarına göre her ay 10 gün öne geliyor.
bu düzenlenirse ay sabit olabilir. Ama bu düzenlenemezse bu takvim
halledilemezse o zaman mecburen Ramazan ayı dolaşıyor o dolaşmaya mukabil biz
de orucumuzu mevsimlere göre dolaştırıyoruz.
- Yani Kur’an da buna dair hükümde illaki, şu takvime göre şu şekilde
tutacaksın diye bir şey yok.
- Yok Kur’an ı kerimde Allah’u telâ ramazan ayından bahsediyor. Ramazan ayı
geldiği femen
şehide minkümüş şehre. (Bakara/185) diyor kim Ramazan ayına ulaşırsa orada
oruç tutsun diyor Allah’u telâ. Ama ramazan ayının 10 gün öne gelmiş, on gün
sonraya gelmiş meselesi bizim Arap aylarının konduğu takvime göredir, sistem
budur yani, kültüre göre oluşmuştur bu ayın öne gelmesi.
-Peki hocam
bir soruda diyor ki sn. Prof umre haccı ile farz haccını ayırmıyor mu diyor.
-
Ayırıyorum Umre ayrı Umre de farzdır, Kur’an; Ve etimmül Hacce vel 'Umrete
Lillâh. (Bakara/196) diyor. Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın diyor. Yani
Umre de Allah’ın emri. Sünnet diyorlar ama hayır sünnet falan değil, peygamberimizin
emri değil Allah’ın emri, hac da Allah’ın emridir. Bakın onu yani umreyi her
zaman yapabiliyoruz. Ben her mevsim değil de her ayın o belli zamanında
yapılabileceğine inanıyorum. Ben araştırmamı böyle koydum. Onlar da
araştırırlar benimki yanlış olur, atsın duvara vursunlar benim fetvamı. Ama bir
gün benim dediğime gelecek bu insanlar. Yani belki ben çok erken öttüm, erken
öten horozu keserler derler ya, ama ben çok ileriyi görerek konuşuyorum.
Müslüman’a
ahiret neyi ifade eder biliyor musunuz? Hayatını geleceğe doğru, ahirete doğru
planlamayı ifade eder, ahirete iman. Ben de geleceğe doğru kafamı kullanıyorum
geçmişe doğru değil. Falanca böyle söylemiş öyle söylemiş olabilir. Tamam,
onlar söylemişler, sorgularız, Kur’an ı Kerimi elimize alırız bakarız, Allah
bizim önümüze koymuş gözümüzün arkasına koymamış öyle bakacağız.
- Peki
hocam az önceki Ramazan sorusuyla ya da oruç tutma dönemiyle bağlantılı olarak
saatlerde oynama yapılabilir mi o zaman?
- Şimdi
bunlar bize soruluyor, diyelim ki kutuplarda oruç tutuyor insanoğlu 6 ay gündüz
6 ay gece, veya bu sene birkaç defa oldu bana soruldu. Efendim 2 saat, 3 saat
gecesi olan yerler var kuzeyde bunlar ne yapacak diyorlar hocam diyorlar, bu
orucu nasıl tutacağız? Ben onlara şöyle söylüyorum. Allah çok ilginç bir
metotla islam’ı Ekvatora yakın bir yerden gönderdi. Bu ne demektir? Gece ile
gündüzü birbirine eşittir yani oynamıyor. Bana kalırsa işte o ülkelerde ki
insanlar, yani kuzey kutbunda olan insanlar 12 saat oruç tutacak 12 saat
yiyecek. Oraya göre, Mekke’ye göre ekvatora, İslam’ın geldiği yer orası oraya
göre ayarlanacak. Buna göre 12 saat oruç tutacak, 12 saat iftar edecek. Çünkü 6
ay gündüz, 6 ay gece, böyle oruç tutulmaz, 6 ay gündüz oruç tutması mümkün
değil.
Tabii bu
sorunlar sistematik olarak bu dediğimize gelinecek oralarda insanlar oruç
tutmaya başladığı zaman, Müslümanlık oralara gittiği zaman simdi dediğim
sorunlar o zaman rahatlıkla tatbikata konacaktır. (Bayraktar bayraklı) (Habertürk
videosundan)