22 Haziran 2009 Pazartesi

GÜNEŞİMİZ VE DÜNYADAKİ KARARMALAR

Geçenlerde bir haber okuduk; Gündüz bir anda geceye döndü!(1) Deniyordu. Böyle şeyler genellikle kafamı kurcalar merak ederim. Tuttum araştırdım. Bulgularımı paylaşmak istedim. Ama konunun daha net anlaşılmasını sağlamak için bazı ön bilgiler yazsam iyi olur.

Güneş hakkındaki, bilgileri Nasa sitesinden aldım. (2)

Yıldızımız güneş, tam bir termonükleer sanat eseridir. Yüksek ısıdaki gazların her an durmamacasına sayısız atomik patlamaya yol açmasıdır.

Kütlesi; tüm sistemi bir arada tutacak kadar kuvvetli çekim gücü üretir. Aslında astronomik dilde ifade etsek dahi, “Güneş” gibi yıldızlara çok sık rastlanmaz.

Pek çok yıldız, ısı ve ışık yönünden güneşe nazaran daha düşük seviyelerdedir. Hatta hacim olarak daha geniş olsalar dahi.

Evrendeki en parlak yıldız değil belki, ama güneş çekirdeğindeki gelen yüksek ısılı gaz yüzeye ulaştığı anda 2 milyon derece santigratlık bir sıcaklığa ulaşır.

Ancak güneş sadece dünyaya ısı ve ışık göndermekten ibaret değildir. Güneş, hayli boşluklu, şiddetli ve sürekli değişen yapıda bir yıldızdır ve sürekli olarak çevreye materyaller saçar. Bunlara “Solar Wind” “Yıldız Rüzgarı” denir.

Güneş kendi içinde fırtınalar ve patlamalar üretir ve bunların boyutları dünyanın hacminden çok daha büyüktür.

Güneş genel olarak, kendi sistemine sürekli olarak ateş eden pompalı bir tüfek gibidir. Bu olayların etkileri, Dünya’da kendi çevremizde de gözlemlenir.

Bazı olaylarda oluşan patlamalar güneşin belirli bölgelerinde astronomik fenomenler yaratacak kadar büyük olabilir. Patlamadaki yoğun ve ölçülemez radyasyon ve foton fırtınası, kısa süreliğine kendi içinde güneş ışınlarını bloke edebilir, hatta absorbe edebilir.

Güneş hakkındaki bilgilerimizi bu şekilde tazelediğimize göre Olaydaki gündüzün birden kararması olayına geçelim.

İşte güneşin ışınlarının bloke edilmesi, absorbe edilmesi; “Sun-Blackout” “Güneş Kararması” olayıdır. Güneş tutulmasından farklı olarak, burada bir gök cisminin gölgesi söz konusu değildir. Bizzat güneşin kendi içindeki bir güç çatışması diyebiliriz.

Ancak bu fenomeni oluşturacak kadar büyük bir enerji güneşteki genel patlamaların kökenini oluşturan Hidrojen’den gelmiyor. Teoriye göre, Hidrojenlerin Helyum formuna dönüşmesinden sonra oluşan enerji atımında, Helyum Gazı’nın oranı belirli bir seviyenin üzerine çıktığı anda patlama ve radyoaktif atımların gücü geometrik olarak katlanmaktadır. Öyle ki bu oran 1/1000 hatta 1/10000 seviyesinde gerçekleşebilir. Bu durumda oluşacak alfa ve beta fırtınasının tehlikesi Dünya atmosferi tarafından oldukça zayıflatılsa dahi, kısa süreli bir güneş kararmasını da beraberinde getirecektir.

Evrenin en yüksek hızının ışık hızı olarak ispatlandığı günümüzde bu kuramı çöpe atacak kadar güçlü ve yüksek oranda bir foton fırtınası ölçülebilir mi bilinmez. O yüzden Güneş Kararması muhtemelen uzunca bir süre daha “fenomen” olarak kalmaya devam edecek. Ama bilim de ispatlanana kadar fenomen olarak kalacaktır.

Doğanın tüm olayları kendiliğinden oluşmaz. Mutlaka bir program, etkilenme sonucu meydana gelir. İşte bilim bunların bazılarını delillerle açıklayabilir. Bazıları ise fenomen olarak kalır.

Her şey gönlünüzce olsun.

Kaynak;
(1)
http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1107983


(2)
http://sunearth.gsfc.nasa.gov/podcasts/media/Blackout/Blackout_part1.htm