13 Ocak 2009 Salı

SÜKÛT SELAMETTİR (Mİ?)




Eski kitaplardan birini okurken bu söze denk geldim. Gerçekten sükût selamette olmak mıdır?

Selamet; tehlikelerden emin konumda olmak, korkulardan, fenalıklardan kurtulmuş olmak anlamına gelen bir sözdür. Selâm, Allah’a ait isimlerden biri olup anlamını buradan alır.

Kitapta ne diyordu biliyor musunuz?
”Eğer selamette olmayı dilersen, arkadaşın senden salim olsun. Kendine merhamet etmeyene sen merhamet et. Şüphesiz insanlar fitneler ve mihnetler içindedir.”
Bu Gazali Hz. nin tavsiyesi. İslami söylemlerde de “Müslüman diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kişidir.” (1)kuralına uygun düşen bir tavsiye değil mi?

Peki..! selamet yalnızlıkta mıdır acaba?
Şöyle herkesten uzak kendi kabuğuna çekilip mechullere karışmış olmak. Bir nevi Robinson Crusoe hayatı yaşamak.

Sanırım hayır. Çünkü insan birlikte yaşayacak formatta yaratılmıştır. Hem bu yaşamda hem ölüm ötesinde Allah ile, doğa ile, çevre ile ve insanlar ile olan ilişkilerimizde doğru olarak benimsediğimiz davranışlar doğrultusunda yaşamımız devam edecektir. O zaman yalnız kalmak selamette olmaya yetmemektedir.

Peki sükût selamet midir? Öyle ya. Ne demişler;

Dilinden düşer kişi müşkül işe,
Eğer dek dura dil nolurdu başa.
(Süheyl)

İyi ama iletişim için söz söylemek konuşmak şarttır öyle değil mi?
O zaman tek çare sözü yerinde kullanmayı öğrenmek gerekiyor.

Bu konuda Hz. İsa’ya kulak verelim mi?
- Dilini tut. Evin seni içine alsın. Nefsini yırtıcı hayvan ve yakıcı ateş yerine koy. Onu öyle kabul et. Ona göre sakın. Eskiden insanlar dikensiz birer yaprak idiler. Sonraları yapraksız bir diken oldular. Yine eskiden insanlar, kendileriyle şifa bulunan birer deva idiler. Sonraları şifası olmayan birer illet oldular.(2)

Haydi bir de Gazali Hz. ne soralım. Selamette olmak için konuşma yolunu nasıl kullanmamız gerekir;

- Eğer selamet istersen zıtlarla nizaya girişme. Müşkül şeylere rağbet etme. Her kim ki BEN derse, sen de SEN de. Kim ki BENİM derse, sen de SENİN de. Selamet bilgiçliğin yok oluşundadır. Bilgiçliğin yok oluşu ise İradenin kaybolmasındandır. İradenin kaybolması ise Allah’ın, senin işlerinden idaresini üzerine aldıklarını bildiğini iddia etmekten vazgeçmendir.

Evet görüşlerine fikirlerine tavsiyelerine çok önem verdiğim kişiler bana bu yolu gösteriyorlar. Ben elimden geldiğince bu öğütleri tutmaya çalışıyorum. Faydasını da gördüm, görüyorum. Niyetim bu öğüdü sizlerle paylaşıp selamette olmak isteyenlere denenmiş bir yol işaret etmek. Gerisi tabii ki kişinin kendisini ilgilendirir.


Her şey gönlünüzce olsun.



(1) Hadis (Müslim)
(2) Kimya-yı Saadet (İ. Gazali.)