16 Mayıs 2009 Cumartesi

GÜZEL AHLAK - 1 - AHLAKIN GEREĞİ

İnsanlığın yaratılışından beri ilişkilerde karşısındaki ve çevresine saygı mahiyetinde davranışlara ihtiyaç duyuldu. Sonuna kadar da böyle devam edeceği kesin. Sanırım buna ahlak kavramı diyoruz. Sorulacak soru bu nasıl sağlanacaktır. Bu yazımda ahlakı güzelleştirebilmek konusu üzerinde düşünelim diyorum.

Ahlak kavramının ihtiyaç duyulması için önce insanların iletişim içinde olması ve ortak payda dediğimiz, kimsenin karşı çıkmayacağı hususların belirlenmesi gerekir.

Bunun içinde öncelikle İnsan dediğimiz varlığı çok iyi tanımamız gerekiyor. Bunu nasıl yapacağız, tabii insanın fiziksel yapısını, karakter oluşumunu, etkilendiği faktörler, diğer canlılardan farklı özellikleri tespit edilmelidir ki, ahlak olarak adlandıracağımız ortak davranış motiflerini oluşturma aşamasına gelelim. Bildiğiniz gibi diğer canlıların genetik formlarındaki sabit davranış işlevi insanlarda yoktur. Her canlı yaratıldığı programa sabit kalarak yaşamını sürdürür. Davranış işlevleri değişken olan tek canlı insandır.

İnsanın doğal yapısı gereği ilişkilerinde; yeme, içme, barınma, sex gibi motifler hakimdir. Bu motiflerin etkilerinin insanda çıkış alanı ise Kalp’te (Gönül veya ruhi de diyebiliriz.) üzüntü, sevinç, öfke, korku gibi tepkisel hallerin algılandığı alandır. Dolayısıyla insan sürekli olarak bu hallerin etkileşimi içindedir.

Farklı etkilere maruz kalan kişi, eskiden “NEFS” olarak tanımlanan “benlik” kimliğinin, etkileyen unsura yöneltmesi, onun dışındaki faktörlerden uzak kalması zaafını da doğuracaktır. Kişi yaşamı boyunca kendisinin algılamalarına cevap aramakla geçirecek demektir. Bunun anlamı; Düzensiz, dengesiz, adil olmayan bir yaşama neden olacaktır ki, insanın gelişimini, kemale ermesini engellemekten başka sonuç vermeyecektir. Tek çözüm; Nefs’in, yani “ben”lik duygusunun aklın kontrolüne olmasını sağlamaktır. Sadece bedensel arzu, istek, ve ihtiyaçların giderilmesine yönelik bir yaşam; İnsana değil, davranış şekilleri sabit olan canlılara, hayvan ve bitkilere özgü bir davranış şeklidir.

İnsanın bu değişebilen davranış motifleri, iletişim içinde bulunduğu her şeyi etkileyebilmektedir. Buna, insanların yanı sıra fiziksel çevre, temizlik, bakım gibi unsurlar da dahildir. Doğru veya yanlış, İyi veya kötü kavramlarının oluşması bu aşamada devreye girer. Çünkü iletişimin devamı ve sıhhati için bu temaların herkes tarafından bilinmesi, benimsenmesi, idraki içinde olması zorunludur.

Peki bu kavramların içerikleri nasıl oluşacak dediğimiz anda, tek bir faktör öne çıkıyor. Ruhsal faktörler. Çünkü fiili davranışların etkileri duygular, düşünceler, değerlendirme, tahmini beklentiler, ümit ve ümitsizlik, vehimler şeklinde açığa çıkar. Bunlar ise Ruhi yapımızın(Kalbin, gönül’ün) alanına girmektedir. Doğru ve iyi davranışlar; sevgi, saygı, güven, huzur ve mutluluk hissi ile sonuçlanmakta, yanlış ve kötü davranışlar ise; kızgınlık, kin, nefret, mutsuzluk, huzursuzluk olarak hissedilmektedir. İnsanlar arası birlikteliklerin istenilen düzende, seviyede oluşması için, bireylerin tüm bu kavramların içeriklerini bilmeleri ve benimsemeleri sayesinde gerçekleşme şansı vardır.

Peki bu benimseme, benimsetebilme nasıl gerçekleşecek? Çünkü insanın genetik yapısı gereği davranışları SABİT refleksler halinde olmadığına göre bunun tek çözümü; Belirlenebilecek davranış motiflerinin çok küçük yaşlardan başlayarak eğitilmesi, ikna edilmesi, benimsemesinin sağlanması sayesinde yaşama geçirilebilir. Ergin seviyeye gelmiş bir insan artık neyin doğru neyin yanlış, iyi ve kötü kavramlarının içeriğini öğrenmiş, benimsemiş olması gerekir ki, gerek kendi, gerekse muhatabının davranışlarını değerlendirebilsin. Yani bir nevi değerlendirme terazisi diyebileceğimiz ana kurallar anlamına gelir. Toplumların bu karakteristik yönü kültür yapısını, yaşam düzeyini oluşturan faktörlerdir.

Evet geldik işin en can alıcı noktasına. Doğru, yanlış, iyi kötü davranış motiflerinin içini doldurmaya. Çünkü her insan farklı yetişip farklı bilinç seviyesinde olduğu için kavramları zıt değerlendirme olabilecektir.

İsterseniz bundan sonraki blogta motiflerin içeriği konusunu işleyelim.

Her şey gönlünüzce olsun.