26 Mayıs 2009 Salı

BELEDİYELERE BÜYÜK KAYNAK

Şehir yaşamında insanların en rahatsız oldukları şeyin otopark sorunu olduğunu bilmeyen yoktur. Caddeler, ara sokaklar, kaldırımlar otopark haline geldi. Yaya olmak için neredeyse ip cambazı eğitimi almak gerekiyor. İşin garibi en büyük gelir kaynağı olma özelliği de bu sorunun altında gizli.
Belediyeler neden bu konuyu çözemiyorlar diye şöyle bir araştırma yaptığımda, hukuksal olarak bir eksiklik bulamadım. Ama kurallara uymayan yöneticiler ve sürücüler gördüm. Herhalde seçim dönemlerinde göz yumulan kaçak yapılanma, bugünün kuralsızlık ve düzensizliğini oluşturdu.
Şehir içi ulaşım belediyelerin kontrolünde olduğuna göre onların bu işi çözmesi şart. hukuki açıdan bakıldığında, yol ve kaldırıma araç park edenlerden belediye bu ücretleri alma yetkisi de vardır. Belediyelerin otopark sorununu çözebilmek için “Paramız yok.” faktörünü kabul etmiyorum.
Sebep ne olursa olsun birileri hukuk kurallarına riayet etmiyor, cadde, sokak, kaldırımlara park ediyorsa bedellerini de ödemelidir. Yayalar için yapılmış yerlere, acil durumlarda tehlike yaratacak cadde ve sokaklara park edilmemesi kesinlikle sağlanmalı, uymayanlara bedeli mutlaka ödetilmelidir. Hazır Belediye seçimleri yapılmış, yeni seçimlere 4 yıl varken bu sorunu çözmeye yönelebilirler diye düşünüyorum.
Belediyelerin yapması gereken iki şey var;
1 - En önemlisi özel araç kullanımını şehir içinde zorlaştırmak, toplu taşıma araçlarına yönlendirmek, otopark sayısını çoğaltmak, Kural dışı hareketlere gerçekten caydırıcı cezalar getirmek.
Bu nasıl olacak derseniz, öncelikle park edilmesine müsait yerler belirlenmeli, gerekirse eski binalar, sahipsiz veya kullanılmaz durumdaki alanlar düzeltilerek otopark haline getirilebilir.
Park edilmesi uygun olmayan cadde ve sokaklara her 10 metrede bir park yapılmaz levhası konacaktır. Bunun nedenini sonra anlatacağım.
Kendi oturduğum bölge Bursa’nın Nilüfer ilçesi İhsaniye bölgesidir. Yaklaşık 17 yıldır buradayım. Sitelerin ilk yapılım zamanında otopark ve yeşil alanlara daha fazla yer ayrılıyordu. Ne olduysa giderek yeşil alan ve park yeri sayısı iyice azalarak devam ediyor. Birçok oturan ise var olduğu halde park yerine değil, yollara, kaldırımlara koymayı tercih ediyorlar. Belediyenin otopark çözümü için o kadar boş alan var ki, neden değerlendirilmediğini anlamıyorum. Tek yapılması gereken zemini düzleyip uygun hale getirmek. Alan, ister belediyenin olsun, ister kişilere ait olsun kullanılmıyorsa, belirlenecek bir süre için bu amaçla değerlendirilmelidir. Bu bölgede de bildiğim 17 yıldır kullanılmayan bir sürü alan vardır.
2 – Şehre giriş yapan araçlardan bedel almak. Bunun uygulaması diğer ülkelerde de yapılıyor örneğin; 1977'lerde Singapur'da merkeze girerken ödenen para 25 dolarmış . Şimdilerde 50 dolar seviyesine çıkarılmış. Yine 1977'de Washington'da merkeze girerken ödenmeye başlanan para 2.5 dolar imiş. Şimdi 25 veya 50 dolarak uygulanacağı belirtiliyor. Üstelik onlarda otopark sorunu epeyce sağlandığı halde. Şehir merkezine giriş yerleri tespit edip, özel araçlardan ücret alınarak toplu taşıma araçlarına yönlendirilebilir. Bunun için giriş bankoları ve kameralı sistem yeterli gelecektir. Sağlanan para otopark temin alanları ve yapımında kullanılabilir.
Bunun dışında teknoloji kullanılarak yasak yerlerde park edenlerin cezalandırılması için vatandaş kullanılabilir.Çünkü en fazla mağdur olan, yaya olanlardır. Ben dahil herkesin büyük bir zevkle kabul edileceğinden şüphem yoktur. Tabii şehrin, cadde, sokak ve kaldırımları ancak araç sahiplerinin kullanacağı alanlardır. Çünkü onların araçları vardır gibi düşünülüyor, yayalar önemsenmiyorsa o başka.
10 metrede bir park yapılmaz levhası demiştim ya, işte vatandaş kendisini rahatsız eden, yasak yerlere, kaldırımlara park edenleri görüntülü telefonları ile, kurulacak bir merkeze bildirmeleri sağlanabilir. Görüntü iletimi hem canlı olacak, hem de aracın plakası, tarih, saat, bilgileri çok rahat belirlenip kayda alınabilecektir. Geriye sadece adrese bildiri göndermek kalacaktır.
Biliyoruz ki trafik polisi ve zabıta bu konuda hem yetersiz, hem de çekinme söz konusu. (Sen benim kim olduğumu biliyor musun hikayesi) İşte bu nedenle vatandaş kullanılabilir. Üstelik böylece oto kontrol yöntemiyle vatandaşların da kendi aralarında kurallara uyum alışkanlığı sağlanmış olacaktır. Emin olun bizimki gibi bir toplumda yıllık emlak vergisinin en az 10 katı gelir sağlanabilir.
İşte bu tür uygulamalar belediyelerin faydalanabileceği gibi vatandaşların da rahat ve huzurunu sağlayabilecektir. Elde edilecek gelir, Maliyeye bildirilen emlak değer beyannamesi rakamları seviyesinde bakarsak çok rahat eski apartmanlar bile bedelini ödeyerek kamulaştırılabilir.
Beni normal bir vatandaş olarak aklıma gelenlerin bir kısmı bunlar. Dikkate bile alınmayacağını biliyorum. Bundan önce de dilencilerle ilgili yazımın dikkate alınmadığı gibi. Bu sefer işin içinde para söz konusu olduğu için belki okurlar. Ne yapalım sağlık olsun. Herhalde bu işleri yapabilecek yetenekte olmadığım için o makamlara gelemiyorum. Gelseydim sanırım çok düşmanım olurdu.
İnşallah her şeyin düzeleceği ümidiyle her şey gönlünüzce olsun.


Resim link; http://www.marmaratv.com.tr/resimler/haberler/7407.jpg