9 Eylül 2008 Salı

ORUCU KORUYUP KOLAYLAŞTIRALIM

Ramazana hayırlısı ile kavuştuk şükür. Şimdi Müslümanlar arasında hoş bir telaş başlamıştır. İftar sofraları için hazırlıklar, sahur için hazırlıklar, iftara çağrılacaklar, potansiyel çağırabilecekler için hazırlıklar. Teravihe gidilecek cami veya geçici mescitler için, mukabele, kuran okuma toplantıları için hazırlıklar, planlamalar. Sağlıklı ve kesintisiz tutulabilmesi için motivasyon telkinleri, Ramazan ve bayram için ev temizliği, giysiler vs. vs. Bunlar Ramazan ayının hoş gelen telaşlarıdır.
Benim en çok üzerinde durduğum ise tüm bu hazırlıklardan ziyade oruç ibadetidir. Kolay değil 20 saate yakın, bu sıcaklarda aç susuz kalmak, bu haliyle de işini aksatmamak, bu yetmiyormuş gibi insanlarla olan ilişkilerinde yumuşak olmak, incitici olmamak öyle söylendiği gibi kolay şeyler değildir. Tüm bunları yapabilmek için gerçek, saf bir inanç, ve mangal gibi de yürek gerekir.
Bu ramazanda oruç tutmak niyetinde olanları korkutmak için yazmadım bunları. Bu zorluklar inancı zayıf, veya inanmayanlar için geçerlidir. Yoksa Ramazan kolaylık ve bereket ayıdır. İslam’da zorluk yoktur. İnanan için kolaydır. Çünkü Allah onun kolaylığını da vermiştir.(1) Ancak kolaylaştırmak için verilen ruhsatlar, herkesin dilediği gibi davranması demek değildir.
Hani o iftarda ve sahurda aç kalacağımızdan korkup tıka basa yemeye çalışıyoruz ya , aslında gerçeği bilmediğimiz için yapıyoruz. Niyet dediğimiz faktör, beynin kendisine bağlı tüm birimlere talimat vermesini sağlar. Beklenti olmayınca yiyecek, içecek eksikliğinde alarm verilmeyeceği anlamına gelir. Yani, beden niyet unsuru ile kendini her türlü şarta hazırlayabilir, gereken önlemini de alır.
Bir hikaye vardır. Padişah bir gün hekimini çağırıp sorar;
- Bir günde ne kadar yemek yemeli?
Hekim cevap verir.
- Yüz dirhem yetişir. (Yaklaşık 320 gr.)
Padişah kızmış.
- Bu kadarcık bir şey ne kuvvet verir bre hekim? Deyince,
- Bu kadar yiyecek seni taşır padişahım. Bundan fazlasını ise sen taşırsın. Yani bu kadar yiyecek seni ayakta tutar. Buna sen ne eklersen onun hamalı olursun. Cevabını vermiş hekim.(2)
Bizim oruç ve açlık hakkında düşüncelerimiz de Padişahın düşüncelerinden farksız olmadığı için yemek yerken aşırıya gidiyoruz. Bu yanlış. Üstelik çok fazla yediğimiz için alışkın olmayan mide de ekşime yapıyor, gaz yapıyor daha fazla rahatsızlık veriyor.
Oruca niyet çok etkilidir. Mümkünse sesli olarak hatta odaklaşmayı sağlamak için kısa bir dua (mesela Rabbena Atina..), yahut bir ayet( mesela 3 ihlas), veyahut bir salavat okuduktan sonra yapmayı adet haline getirirseniz çok daha yüksek motivasyon sağlar.
Zorunlu değilseniz insanlarla bir arada olmaktan kaçının, mümkün olduğu kadar az konuşun. Zorunlu kaldığınızda kısa cevaplarla geçiştirin.
Kendinizi biraz sinirli, kırıcı, sıkıntılı buluyorsanız (Bu sigara, içki nedeniyle de olabilir, iş şartları nedeniyle de, psikolojik olarak ta. Sebep önemli değil.) fısıltı halinde; “Halim Allah, Selim Allah” kelimelerini dilinizden düşürmeyin.
İnancınızı, inandıklarınızı sorgulamaktan, cevap aramaktan çekinmeyin. RAMAZAN AYININ ÖZELLİĞİ, İNSAN BEYNİNİN ALGILAMA, KAVRAMA, AYDINLANMA KONULARINDA EN UYGUN ZAMAN BİRİMİ OLMASIDIR. Şunu iyi biliniz, sorgulamak ve araştırmak tefekkür demektir. Bir saatlik tefekkür, bir yıllık nafile ibadetten daha faydalı olduğu bizzat Resulallah tarafından bildirilmiştir.
Namaz ibadetine, bilhassa farz namazlara çok önem verin. Hiç namaz kılmıyorsanız ne olur, bir vakit olsun, hatta sadece sabah namazı olsun kılın. Bir vakit farz namazını yerine getirmenin, ömür boyu teravih namazı kılmaktan daha fazla getirisi vardır.(2) Müslüman olmamızın tescilidir namaz.(hadis) Başlangıç olarak bir vakitte olsa yerine getirin. Mahalle muhtarlığına bile kaydınızı yaptırmadığınızda ikamet belgesi çıkaramazsınız. Hüviyet belgesini göstermediğinizde kimseyi inandıramazsınız. İşte namaz da Müslüman’ın tescil belgesi gibidir. Gerçekten samimi iseniz Allah size gereken genişliği verecektir inanın. Aksi halde kendinizden başka kimseyi kandırmış olmazsınız.
Gerekli kitaplara veya internete yakınsanız Allahın isimlerinin manâlarını öğrenin, kendinizde hangi özelliğin az olduğunu düşünüyorsanız o ismi çok tekrarlayın. Mesela iradeniz zayıfsa ve sigarayı bırakmak istiyor, bırakamıyorsanız, “Mürid Allah, Kudüs Allah” isimlerini sabahtan akşama kadar işte, gezerken otobüste, fısıltı şeklinde tekrarlayın. Bir süre sonra bırakmanın ne kadar kolay hale geleceğini göreceksiniz. Okuduğunuzu anlamakta zorlanıyorsanız; “Alim Allah”, akılda tutmakta zorlanıyorsanız, “Hayy Allah, Kayyum Allah” zikirleri gibi. Bunlarda inanmak, yahut inanmamak önemli değildir. Herhangi bir ön şartta gerekmez. Bunlar beyin jimnastiğidir, Su içmek gibidir. İnanan da inanmayan da suyu içince kanar. (4)
Kuran okumayı, meal okumayı istiyor ama zaman ve imkan bulamıyorsanız artık o da kolay. Bir bilgisayara yakındanız, yahut bir mp3 çalar temin ederek internetten indirip kulaklığınızı takıp dinleme şeklinde bu ihtiyacınızı giderebilirsiniz. Dinlerken diğer işinizi de yapabilirsiniz. Merak etmeyin insan beyni yedi değişik konuyu aynı anda algılayabilecek kapasitede yaratılmıştır. Siz dinlediğinizi unutmuş, hatırlamıyor olabilirsiniz ama beyin onu kayda almıştır. Gerektiğinde size onu sunar inanın. Küçük bir mp3 player’a yükleyip yürürken otobüste, yemek yerken dinleyebilirsiniz. Mesela Kuranın Arapça haliyle İlhan Tok hatim mp3 benim favori dinletimdir. (5). Yine Elmalının Kuran mealini dinleti olarak isterseniz o da mevcut. (6)
Herkes zamanın ahır zaman olduğunda aynı görüşte olduğunu varsayıyorum, böyle olunca her an her şey olabilir diyerek ölüm ötesi hayatınız için her fırsatı değerlendirin. Pişman olmazsınız.
Oruç tutmanın sadece aç, susuz kalmak, gündüz cinsel ilişkide bulunmamaktan ibaret olmadığını, dedikodu gıybetin de en az onlar kadar önemli olduğunu unutmayın. İnsanlar hakkında, ya iyi yönlerini konuşun, yahut susun. Unutmuş, duyduğunda üzüleceği bir şey konuşmuşsanız, hemen içinizden pişmanlık tövbesi edin. Kendinizi cezalandırın. (İ.Gazali Hz. Yöntemi). Mesela hakkında kötü konuştuğunuz kişinin adına fakire sadaka verin. Unutmayın konuştuğunuz özellik o kişide olsa bile, yapılan şey gıybettir. Yoksa iftira demektir ki o daha kötüdür.
Yolda yürürken elden geldiğince başınızı kaldırmayın. Dikkatinizin farklı yönlere gitmesini engellemiş olursunuz.
Size yapılan müdahale ve tacizler karşısında sakın gurur yapmayın. Cevap bile vermeyin. La havle ve lâ kuvvete deyip arkanızı dönüp gidin.(Hadis) Unutmayın tüm bunlar, orucunuzdan bir fayda sağlamamanız için şeytanın önayak olduğu tacizlerdir. Muhatap olmayın.
Yanlışlığını görseniz bile kimseye müdahale etmeyin. Ancak bir insan sizden yardım ister, soru sorarsa detayına girmeden kısaca bildiğiniz kadarıyla cevaplayın. Bilmiyorsanız, bilmiyorum deyin. Unutmayın siz peygamber değilsiniz. Sizin sorumluluğunuz kendiniz ve mes'ul olduklarınızdır.
İnançlara muhalif konuların konuşulduğu konuşulduğu gruplara, toplantılara zorunlu değilseniz katılmayın. Yalnız kalmaya çalışın. Daha huzurlu olursunuz.(hadis)
Benim aklıma gelen ve uygulayıp faydasını gördüğüm davranışları yazmaya çalıştım. Umarım okuyanlar da uygulayıp faydasını görürler.
Ramazanın herkese sağlık, esenlik, huzur ve mutluluk getirmesini dilerim.
Her şey gönlünüzce olsun
Not;
1 - Bakara/185, İnşirah/5)
2 – Gülistan – Sadi (1213-1292)
3 – Ş.Abdülkadir Geylani Hz.

4 – Dua ve zikir Ahmed Hulusi.
5 -
http://www.hasenat.net/ilhantok.htm Kuran Arapça hatim
6 -
http://www.ankebut.net/9999, 1748, Kuran-i-Kerim-Sesli-Meal-Yusuf-Ziya-Ozkan-PC-CDROM.html Sesli meal hatim.