2 Eylül 2008 Salı

RAMAZAN SOHBETLERİ

Ramazanın yaklaşması ile birlikte hemen her alanda hummalı bir hazırlık görülüyor. Müslüman olup oruç tutacak olanlar şimdiden kendilerini motive etmeye, esnaf Ramazan nedeniyle talep edilecek malları temine, basın daha fazla tiraj için dini yayınlar, programlar yapma hazırlığında.
Ramazanda ben de kendimce ne yapabilirim diye düşündüm. Sonunda sohbet şeklinde kısa bloglar yazmaya karar verdim. İnşallah seçtiğim konularda hem bilgilerimizi paylaşmış olmayı, hem de okuyan arkadaşlarımın sohbete katılarak yazacağı yorum katkılarıyla hep birlikte Ramazanın feyzinden, bereketinden faydalanmayı umuyorum.
Konular, her zaman iç içe olduğumuz kavramlardan oluşacaktır. Çoğunu zaten biliyor olacaksınız. Zaten amaçta bilgileri tazelemek değil mi?
Ramazanın önemi; Kuranın indirildiği ay olması, oruç ayı olması, Rahmet ve mağfiret ayı olması hasebiyle çok büyüktür. Bu ay tutulması farz olan Oruç ibadeti hakkında ki bilgileri yazmıştım. Dileyen inceleyebilir. (1)
Bir hususu özellikle belirtmekte yarar görüyorum. İbadet dediğimiz çalışmalar tamamen kendi menfaatlerimiz, ihtiyaçlarımız için önerilmiş çalışmalardır. Allahın bunlara bir ihtiyacı yoktur. Namaz hariç tüm ibadet çalışmaları bu dünya yaşamında beyin ve bedensel sağlığımız için asgari düzeyde zorunlu çalışmalardır.
Mesela Oruç, bedenin günlük enerji tüketimini asgariye indirerek beynimizin daha rahat ve güçlü bir şekilde çalışmasını temin ve bedenin de sıhhati için bakıma alınması amacına yöneliktir.
Mesela Zekat, sahip olunan maddi varlığın fazlası üzerinden paylaşılarak toplumdaki bireylerin huzur ve güveni arttırma amacıyladır. Duymuşsunuzdur, bir kişi hakkında başkasının yaptığı duayı Allah geri çevirmez derler. Özel istek dualarında bile önce fakire sadaka, tanıdıklara hediyeler verip, peşinden de namaz kılarak ve sabırla yapılmasını önerilir.
Mesela Hacc, Dünyayı kuşatan pozitif ley hatlarının kesiştiği nokta olan Kabe ve Arafat bölgesi, yıldız konumları itibarıyla da yayınımı en yüksek seviyeye çıktığı bir zamanda, o bölgede bulunanların ruhlarına daha önce işlemiş günah dediğimiz negatif enerjinin deşarjını sağlama amacıyladır.
Mesela Kelime-i şahadet, İnanan bir insan için kesin doğrunun Allaha inanmak, Resulünün onun tarafından özel olarak görevlendirilmiş olduğunu kalp ve dille ifade etmek demektir. Bir bilim adamı laboratuarda bizzat deneyip ispatlayarak edindiği bilgiyi nasıl kesin doğru olarak benimsiyor ve güveniyorsa, İnanan kişide artık Kuran ve Resulünün verdiği bilgileri ve önerilerini aynı şekilde benimsemiş olduğunu, güvendiğini idrak etmesi, beyanı demektir.
Mesela namaz ki en önemli ibadet çalışmasıdır. Çünkü her iki alem içinde vazgeçilmez önemde bir ibadettir. Dünyada yapılan her çalışmanın getirilerinin ruh- bilincimize yüklenebilmesi ancak bu yolla mümkündür. Namaz çalışmasını yerine getirmediğiniz takdirde ne kadar iyilik yapmış olursanız olun, getirisini ancak bu dünyada elde edebilir, kullanabilirsiniz. Ölüm ötesi alemde mahrum kalırsınız. Bir örnekle açıklamak gerekirse; Namaz kılarsanız ahiret boyutunda 30 – 35 yaşında sağlıklı, güçlü bir insan gibi yaşamayı, veya kılmazsanız aynı yaşlarda ama yatalak, kötürüm, ölümcül derecede hastalıklı yaşamayı seçmek gibidir.
Mesela zikir, kelime ve cümle tekrarları yöntemleriyle beynin belli bölgelerine müdahale etmek, ihtiyaç duyulan merkezlere ek enerji yüklemek amacına yöneliktir.
Mesela abdest, vücudun dışa açık kısımlarını ıslatarak derinin osmoz yolu ile ek enerji üreterek beynin enerji ihtiyacını rahatlatma amacını güder. Çünkü beyin vücudumuzun en fazla enerjiye ihtiyacı olan ve tüketen bölümüdür Sadece temizlik amacı olsaydı teyemmüm nasıl açıklanabilirdi. Çünkü teyemmüm taşa toprağa dokunmaktır. Bu şekilde hiç değilse bedendeki negatif enerji fazlalığının deşarjını sağlar. Hatta ölünün yıkama nedeni de Ruh hemen bedenden ayrılmadığı yaklaşık 2 – 3 gün irtibatı devam ettiği için bir müddet daha vücutta az da olsa enerjinin olmasını sağlamaya yöneliktir.
Söylemeye çalıştığım İslam dininin önerdiği her ibadet çalışmasının bir nedeni, bir getirisi vardır. Fakat aynı şekilde de İslam’ın yasakladığı hareketlerde bulunmanın da bir nedeni ve bir götürüsü vardır. İbadet çalışmalarının yapıldığı halde Yasaklardan sakınılmadığı bir yaşam türü; Kuran tabiri ile kişiye yük olan, işe yaramayan, yorgunluk yaratan anlayıştır. (3) Hani derler ya elekle su taşımaya benzer.
Unutulmaması ve kabul edilmesi şart olan şey; Her iki yaşamda da duygusallık yoktur. Ne kadar, neyi doğru olarak yapılıyorsa onun faydasını, ne kadar, neyi yanlış yapılıyorsa onun da zararını mutlaka görüleceğidir. Bu konuda, bilmiyordum, öğretmediler, bulamadım, yapacaktım, özür dilerim gibi mazeretler yoktur. Ahiret boyutuna geçtikten sonra artık telafi etme şansı da yoktur. Çünkü geri dönüp yararlı işler yapma sözünün geçersiz olduğunu yine Kuran açıklıyor.(2).
İşte Ramazan sohbetleri adı altında Ramazanın feyzini, onun huzur verici aydınlığını hissetmek, hissettirmek istiyorum. Sizlerde katılırsanız minnettar olurum.
Her şey gönlünüzce olsun.

(1) http://ekabir.blogcu.com/oruc-ibadeti_4316335.html

(2) Nihayet her birine ölüm geldiği vakit diyecek ki; Rabbim döndür. Döndür beni döndür. Belki ben o bıraktığında(Dünya da) Salih bir amel işlerim. Hayır. Hayır. O boş bir kelimedir ki onu o söyler. Önlerinden ise bir berzah(Perde) vardır. Ta.! ba’s olacakları (Diriltilecekleri) güne kadar….. (Mü’minûn 99/100)
(3) Namazlarını ciddiye almayanlar..(Maun/5) Nice ibadetlerle meşgul olanlar vardır ki, ellerinde kalan sadece yorgunluk ve uykusuzluktur. (İbn-i Mace, Darimî, Nesaî, Ahmed) ...