Günümüzde ütopya olarak görülen bir yaşam şeklini, çok değil birkaç yüzyıl önce fiilen yaşandığını biliyor muydunuz. Bu yaşam şekli Osmanlı döneminde yaşandı. Belki hala kırıntıları vardır, bilemiyorum. Osmanlı da yaşam konusunda araştırmacı yazar dostum Canmehmet küçük bir araştırma yapmış, bu bile insana, özlem dolu bir iç çektirmeye yetti. Bu yazı serisinde onun bu araştırmasını paylaşmak istiyorum. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum.
OSMANLIDA MAHALLE YÖNETİMİ
Sultan II. Mahmut dönemine kadar her mahallenin başında bir “imam” bulunurdu. (Muhtarlık sistemini Sultan II. Mahmut getirdi). İmamlar devlete karşı mahalle halkını, mahalle halkına karşı da devleti temsil ederlerdi.
İmamlık o kadar önemliydi ki, şehrin idarecileri olan kadılar, bağlı bulundukları kurumun en üst düzey yetkilisi tarafından atanırken, imamlar bizzat padişah tarafından atanırdı. Bu da imamların devlet nazarında ne derece büyük bir öneme sahip olduğunu gösterirdi.
Osmanlı mahallesinin sakinleri zincirleme olarak birbirlerine kefildi. Mahallede meydana gelen vukuatların failleri bulunamadığı takdirde, bütün mahalleli bundan sorumlu tutulurdu. Yavuz Sultan Selim zamanında çıkan bir kanunnameye göre, mahallede meydana gelen her türlü yasadışı olaydan mahalle halkı sorumluydu.
Bu her mahalle sakinini aşırı bir dikkat ve gayrete sevk eder. Mahallede tam anlamıyla bir “otokontrol” sağlardı. Böylece Osmanlı mahallelerinde soygun, cinayet, hırsızlık, yaralama, gasp, kavga gibi olaylar pek yaşanmazdı.
Devam Edecek.