5. den devam.
- Tefsir, Te’vil, Meal bunlar sürekli bazen karıştırılabiliyor, müteradifmiş gibi kullanılıyor, fakat aralarında geniş açılar olduğu anlam ayrılıkları olduğu bariz. Sizde kitabınızda başlığı ona göre seçtiniz Tefsir-ül Kur’an, Te’vil-ül Furkan. Furkanın sıfatı olarak Te’vili, Kur’an ın sıfatı olarak Tefsiri kullanıyorsunuz. Biraz bunu da açabilir miyiz.
- Te’vil, Kur’an da 9 yerde geçen bir kavram. Ela yeulü kökünden türetilmiş. Geçtiği yerin çoğunluğu da Yusuf suresinde geçiyor. Hz. Yusuf’a te’vilin; min te'viylil ehadiys (Yusuf/6) hadiselerin te’vilinin öğretilmesi bahsinde geçiyor. Aslına irca etmek manasına geliyor. Euvl, aslına döndürmek, bir şeyi aslına çevirmek. Mastardan türetilmiş zaten ve ma ya'lemu te'viylehu illAllah (Ali İmran/7) İşte onun te’vilini Allah’tan başka kimse bilmez. Müteşabihattan bahseden ayette.
Benim, fakire ait Te’vil tarifi şudur; Anlamın yüreğine girmek ve onu orada üretmektir.
- Bir daha hatırlatalım. Tefsir asıl mecraından uzaklaşan anlamı tekrar safiyetine döndürülmesi, asıl kaynağa yönlendirilmesi. Burada Te’vil ise anlamın yüreğine giriyorsunuz, sondaj yapıyorsunuz ve orada üretiyorsunuz.
- Yani Tefsirle Te’vilin bazıları müteradif olduğunu söylemişler, doğru değil. İhtilaf-ul Esma Yadullu ala ihtilaf-ul mana bu kuraldır. Fakirin dil anlayışı da bu kurala uygundur. Eğer iki kelime arasında fark varsa, iki kelimenin manası arasında da mutlaka fark vardır. Onun için asla müteradif (Birbirine bağlı, tâbi olan. Birbirinin ardınca giden.) olamaz.
Belki Tefsir, Te’vilden daha ehas (Hassas), Te’vil tefsirden daha ehamdır. (Yakın) Kapsamlı, kapsayıcıdır.
Tefsir ecnebilerin ifadesi ile semantikle, te’vil de hermonotikle ifade edilir. Yani Biri anlam bilimi, biri yorum bilimidir. Tefsir mana ile ilgilenir, Te’vil maksatla ilgilenir.
Devam ediyor.
Kaynak; Vahyin penceresinden