2. sayfadan devam.
- Kur’an ın; müesser ve müfesser oluşundan bahsediyorsunuz. Yani Kur’an bir yerde özne, bir yerde nesne. Yani anlaşılan ve anlayan gibi.
- Müfesser ismi mef’uldür. Tefsirin nesnesi. Genelde bilinen de budur. Kur’an tefsir edilir. Fakat öncelikle Kur’an tefsir eder. Yani kendisi tefsir edicidir Kur’an ın. Hatta Kur’an ın kendi kendisine verdiği üç isim vardır. Kur’an-ı Keriym. Kur’an-ı Hakiym, Kur’an-ı Meciyd. Yani üç sıfat kullanılır. Bakınız üçü de aynı formdadır. Mübalağa ile ismi fail. Kur’an-ı Meciyd, Kur’an-ı Keriym ve Kur’an-ı Hakiym. Yani önce ismi fail, özne. Kur’an kendisine özne vasfını veriyor, ben özneyim diyor. Ben inşa ederim diyor, ben nesne değilim. Yani ben münfail değilim, failim, hem de aşırı özneyim. Dinamik, aktif özneyim, karşımdakinin üstünde vura vura tasarrufta bulunurum.
- Kahhariyyet ve cebbariyyetimle hükmederim diyorsunuz.
- Eyvallah, o kendisini bana teslim ederse ben onun; İşte dağın dağa kavuştuğunu duyarsanız inanın da, insanın huyunu değiştirdiğini duyarsanız inanmayın deseler bile, ben onun huyunu değiştiririm. Öyle bir yoğurur, öyle bir değiştiririm ki tanıyamaz olursunuz. Eşkıyadan evliya çıkarırım. Ebu Zer gibi. Dolayısıyla Kur’an öncelikle müfessirdir. Biz Kur’an ı tefsirin nesnesi olarak görüyoruz ve Kur’an ın tefsiri diyoruz.
Peki Kur’an neyin tefsiri? Sual bu. Kur’an aslında kendi içinde de tasnif edilmeli bu şekilde. Mesela Medeni ayetler Mekki ayetlerin tefsiridir. Ahkam ayetleri usul ayetlerinin tefsiridir. Yine Sünnet Kur’an ın tefsiridir. Fiili, pratik tefsiri. Mesela İhlas, tevhid suresi; La ilahe illallah’ın mükemmel bir tefsiridir. Yani kelime-i Tevhidin tefsiridir. Eğer siz Kelime-i tevhidin tefsiri olarak okursanız bir şeyler alırsınız. Öbür türlü tefsir etmeye kalkar, fakat tefsir olduğunu anlamazsınız. Rabbimizin tabiri caizse kartvizit gösterdiğini anlamazsınız. Allah’ı anlamadan nasıl bir Allah’a kulluk edeceksiniz.
Devam edecek
Kaynak Vahyin penceresinden