Hz. Mevlana beytinde;
“Denizi bir kaseye dökecek olsan ne kadar sığar? Ancak bir günlük rızk miktarı..!”
Hemen herkesin bildiği ve kullandığı Allah Resulünün dilinden bir hadis vardır.;
“Kanaat tükenmez bir hazinedir.”
Ne kadar güzel ve doğru bir söz..! Lakin nedense bazı kimseler bu hikmetli sözün anlamını dikkate almaz. Kendisinde bulunanların değerini bilip kafi görmez, daha iyisini, daha ziyadesini elde etmek için çalışıp çabalar, üzülür, sıkılır. Halbuki insan elde ettikleri ile tatmin olabilmeyi becerebilse daha mutlu bir yaşam süreceği kesindir.
Yine Allah Resulünün;
“Müslüman olan, geçimine yetecek ölçüde rızk verilen kimse gerçekten kurtuluşa ermiştir.”
Diyerek Mutlu olabilmenin asgari sınırını göstermiştir.
Bir hususu da unutmamak gerekir her konuda olduğu gibi ifrat ve tefrit insana mutsuzluk ve acı getirecektir. Yani kanaat ediyorum, bir lokma bir hırka bana yeter diyerek tembelliğe yönelmekte yanlıştır. Boş emeller peşinde koşup elindekilerin değerini aşağı görmekte yanlıştır.
Şeyh Sadi bir seyahatinde pabucu yırtılmış, kaybolmuş bir şekilde yalın ayak yürüdüğüne canı sıkılıyormuş. Sonra Ayakları kesik birinin dizleriyle süründüğünü görünce kendisinin yalnız pabucu olmadığına şükretmiş. İşte bu gerçekler dolayısıyla Hz. Mevlana;
Faraza bir denizi bir kaseye döksen ne kadar su sığar, diye soruyor. Yani servetin deniz gibi olsa da senin ondan istifade edebileceğin miktar, Karnını doyurabildiğin kadardır demeye getiriyor.
İnsan yaşamına bakarken her zaman kendisinden daha aciz, daha zor durumda olan birinin olabileceği gerçeğini şiar edinip elindekilerle mutlu olmayı bilmelidir.
Allah bizleri de elindekilerle mutlu olabilmeyi başaranlardan eylesin.
Cumanız Mübarek olsun.
Kaynak; Tahir-ül Mevlevi şerh-i mesnevi