Hz. Mevlana beytinde;
“Gül bitipte gül bahçesi harap olunca gül kokusunu nerden arayıp bulalım, gül suyundan.”
Yine gül ve bülbül aşkının mevsimi geçince duydukları özlem işleniyor. Güzelim gül fidanları kuru, dikenli bir çalıya dönüştüğünde, onun hasretiyle yanan bülbül ancak onun geriye kalan gül yağından gül suyundan özlemini gidermeye çalıştığı misali veriliyor.
İşte bunun gibi toplum da, içindeki insan-ı kamil gibi faziletli, değerli insanlar çekilip gidince onların bu güzel özelliklerini varislerinde bulunan ve onların yanında gül suyu gibi kalanlarla iktifa etmek zorunda kalacaktır.
Veda haccı sırasında; Allah Bugün size dininizi ikmal ettim hiçbir eksiğini bırakmadım” (Maide/3) ayeti geldiğinde ashab-ı kiram sevinmiş ve gülmüşlerdi. Sadece Hz. Ebu Bekir (R.A.) dinin kemale ermiş tamamlamaya muhtaç bir yer kalmadığı bildirilince bunun Hz. Peygamber’in ahirete intikalinin de bir iması olduğunu anlayıp büyük bir üzüntü ile ağlamıştı.
Bilindiği gibi Ashab-ı kiramda, Hz. Ebu Bekir de Hz. Peygamberle sohbet etmek şerefine nail olmuşlardı. Fakat ondaki feyz-i nebevi diğerlerinde olmadığı için onun gösterdiği anlayışı, görüşlerindeki isabeti hiç birisi gösteremiyorlardı.
Demek ki normal insanlarda olduğu gibi velilerin bile zevk derecesi farklıdır. Allah’ın yasası böyle.
Allah bizleri derdimizi anlayan, bizleri doğru yola yönlendiren İnsan-ı kamillerin sohbetlerinde bulunabilmeyi nasip etsin inşallah.
Cumanız Mübarek olsun.
Kaynak; Tahir-ül Mevlevi şerh-i mesnevi