Hz. Mevlana beytinde;
“Cümle maşuktan ibarettir âşık perdedir. Diri olan ancak maşuktur, âşık ölüdür.”
Çok güzel hikmet dolu bir ifade. Hepimiz biliriz insan bir güzeli severse ve o sevgi aşk derecesine varırsa o aşık için artık sadece maşuku vardır. Kendi arzu ve iradesi kalmamış her yerde, her şeyde onu görür olmuştur. Şairin dediği gibi.
Ben ben değilim, ben dediğim sensin hep,
Canım dediğim, ten dediğim sensin hep.
Fuzuli’de Mecnun’un dilinden Leyla’ya hitabını ifadesinde;
Gel sen, sen isen neyim Men-i zar? Diye sorar.
Sırf madde bedenden teşekkül etmiş fani bir varlığa karşı olan muhabbeti insanı ne hale getirdiğini düşünürsek. Ya o bedeni tüm varlık aleminin yaratanın Maşuk olduğunu kabul etsek, aşıkın ne hale gelebileceğini hayal edebiliyor musunuz:
İşte ilahi aşk; aşık’ın nazarında tüm varlık alemin hiç seviyesinde gösterdiği gibi, aynı zamanda da İlahi Maşuk Olan Allah ile kendi arasında bi,r perdenin bulunduğunun da delilidir.
Şair Hümam-ı Tebrizi bunu ifade ederken;
“Benimle sevgilim arasında Hümam perde olmaktadır.
Artık o perdeyi bertaraf etmenin sırası gelmiştir.”
İfadesi bu gerçeği ifade eder.
Demek ki benlik perdesi kalktığında Maşuk’un var olan her şeyi en güzel haliyle, Aşık’ın da dolu bir mide, ölü bir cesetten başka bir şey olmadığı anlaşılır.
Allah bizleri de benlik perdesini kaldırabilen, bu hissi, duyguyu yaşayanlardan eylesin inşallah.
Cumanız Mübarek olsun.
Kaynak; Tahir-ül Mevlevi şerh-i mesnevi