Salaş bir benzin istasyonunda durdunuz ve arabanıza yakıt alıyorsunuz. Yanınıza serseri kılıklı bir adam yaklaşıyor ve ceketini açarak birkaç mücevher, kolye, bilezik gösteriyor ve şöyle diyor,
- “Abi, hepsi gerçek bunların… Garantilidir. Normalde en az 2500 eder ama sana 1000’den bırakırım.”
Bu adam ne kuyumcu ne de sarraf… Ama satıyor işte…
Güvenecek misiniz peki?
Sonuçta kaybedeceğiniz en fazla bir 1000’lik değil mi?
Peki olayı bir de şu temada ele alalım. Çocuğunuz ortaokulu bitirmiş liseye geçmiş; ama hem okuldan hem de dershaneden kendisi için “Dikkati dağınık.” “Odaklanamıyor.” şeklinde yorumlar geliyor.
Şunu bir defa aklınızdan çıkarmayın. Standart bir zamane gencinin zeka seviyesi, toplum standartlarının üzerindedir. 120’den 160’a doğru bir yelpazede yer alırlar. Bu zehir gibi gençlere; yeteneklerini keşfettikleri, toplumsal hayatın tadını almaya başladıkları ve hormonlarının coşkuyla fışkırdığı bir dönemde; Memlukları, Divan Edebiyatı’nı, Zimbabwe’nin bitki örtüsünü anlatmaya çalışıyorsunuz. Ya da Asetilsalisilik Asit’in organik kimya formülünü, memelilerin boşaltım sistemini, üç katlı integralleri gösteriyorsunuz.
Sizce dikkat dağınıklığı bu senaryoda gerçekten çocuğunuza mı ait, yoksa koyun yetiştiren mera sahiplerine mi? Ama konumuz bu değil.
Ne okul, ne dershane derdinize çare olamıyor. Psikiyatrlar şişelerce ilaç yazarak gözünüzü korkutuyorlar. Geriye çok fazla seçenek kalmıyor.
- Ne yani çocuğu çöpe mi atalım?
İşte bu noktada bambaşka bir sektör devreye giriyor. İyi niyetle başlayan ama gün sekmeden akbabaların üşüşüp canım bilgi hazinesini, bir leş yığınına çevirdikleri bir sektör…
Eğitim Danışmanlığı…!
İnanılmaz paralar yağdırarak, çocuğunuzu “Uzman” olarak nitelendirilen birine emanet ediyorsunuz. Neden uzman olmayacak ki? Ofis duvarları boydan boya sertifika, seminer kağıtlarıyla dolu… Bu adam kesin işini biliyor.
Gerçekten de öyle mi peki? “Eğitim Danışmanlık Kurumları”, Mili Eğitim bünyesinde kabul görmüş ve resmileştirilmiş bir yaygın eğitim kurumu değildir. (Okullara Örgün Eğitim, Dershanelere Yaygın Eğitim Kurumu deniyor.) Buna rağmen ortalıkta sayısız kağıt uçuşuyor.
Hızlı Okuma,
Hafıza Teknikleri,
NLP,
Kuantum,
Sınav Teknikleri…
Hatta terbiyesizliğin son noktası Psikolojik Danışmanlık…!
Yazımın başında verdiğim örnekte olduğu gibi, işin erbabı olmayan birinden güvenemeyeceğiniz bir malı almazsınız, gidecek olan sadece 3-5 kuruş para olsa bile… Yine de geleceğinizin yatırımını yaptığınız çocuklarınızı kimlerin eline bıraktığınızı biliyor musunuz?
Bulunduğunuz muhitteki “Eğitim Danışmanlarının”, nerelerden mezun olduğunu, nasıl bir psikoloji, ya da eğitim mastırı yaptığını biliyor musunuz?
Hatta, “Eğitim Danışmanlığı” kurumu açmak için hiçbir ön belge ve koşula ihtiyaç olmadığını biliyor musunuz?
Aklınızda bulunsun…!
Bilinçli bir tüketici olarak gittiğiniz “Eğitim Danışmanlığı” kurumunda, “Uzman” kişinin bir “Tıp”, “Psikoloji” ya da “Eğitim” diploması yoksa…
Hatta bu alanda, “Psikiyatri”, “Rehberlik Danışma” ya da “Eğitim Programları” gibi en az 2 ek yıllık daha akademik bir çalışması yoksa…
Ve bunları size sorduğunda, “Diplomam o alanda değil ama ben kendimi geliştirdim.” diyorsa, o mekandan yangın varmışçasına uzaklaşın. Çünkü gözünüz gibi koruduğunuz çocuğunuzu ateşe atmanıza sadece saniyeler kalmıştır.
Eğer gerçekten bu tarz bir yardım ve desteğe ihtiyacınız varsa, bir kişisel gelişim uzmanında aramanız gereken birkaç özellik şunlar olmalıdır.
- Hangi üniversiteden mezun olmuş?
- Yüksek lisansını hangi dalda yapmış?
- İş tecrübesi ne düzeyde?
- Hangi seminerleri düzenlemiş? (Katılmış değil, kendisi düzenlemiş?)
- Hangi makaleleri ve kitapları yayınlanmış?
- Hangi spesifik alanda kendini geliştirmiş? (Hiç kimse her konuda uzman olamaz.)
Eğer tüm bu soruların yanıtlarını aldığınızda, hala tatmin oluyorsanız, o zaman doğru yerdesiniz demektir.
Kaliteli bir Eğitim Danışmanlık Kurumu, hayalini kurduğunuz o, “Kendi ayakları üzerinde duran çocuğum” hedefinize ulaşmanızda en büyük destekçiniz ve yardımcınız olacaktır.
Doğru düşünen ve yaşayan bireyler olmanız dileklerimle…
Her şey gönlünüzce olsun.