25 Eylül 2009 Cuma

ZİKRİN ZAMANI

Zikirde zaman önemlimidir,

Varsa böyle bir şey hikmeti nedir.

İşleyelim diyorum bu konuyu,

Biraz anlamaya çalışalım mevzuyu.

Aslında zikirde yoktur kısıtlama,

Hem gece, hem gündüz der Kuran da.(1)

Yani zikrin özel zamanı yoktur,

Otururken, yatarken anılacak O’ dur. (2)

Yalnız bazı zamanlar vardır ki özel,

Çok daha etkindir hem de çok güzel.

Namaz vakitlerinin ilk saatleri,

Değerli kabul edilmiştir bunun gibi.

Yine Özel günler, geceler, bayram ve arifeler,

Hatta bazen değerlidir saatler.

Zikrederiz bazen Allah’ın esmasını,

Bazen duaları, bazen da Kuran’ı

Esmalar genelde farzlardan hemen sonra yapılır,

Dualar ise genelde namazdan sonradır.

Anlamı bilinmezse yapılan zikrin,

İşine yaramaz yapan kişinin.

Dillendirilen zikri tefekkür şarttır,

Kalple olan zikir daha mubahtır.

Zikir bir reçete gibidir insanoğluna,

Bilirse ulaşır her umduğuna.

Mesela sıkıntısız rahat bir hayat isteyen,

Vehhap ismini zikretmelidir farzları binaen.

Sadaka vermek artırır etkiyi,

İstiğfar ve salavat artırır değeri,

Bazı zikirler vardır ki uzak durmak gerek,

Toplu yapılan zikirlerdir buna örnek.

Çünkü bid’attır yoldan sapmaktır,

Allah Resulü bunu hiç yapmamıştır.

İnananları hallettik tamam ama,

İnanmayan kişi nasıl uyacak buna.

Sabah kalktıktan, gece yatana kadar,

Abdestli abdestsiz, hepsine ruhsat var.

Ulaşır hepsi sonunda, aynı amaca,

Sadece süre olur biraz uzunca.

Aldığımız her nefes bir zikir olsun,

Dilerim her şey gönlünüzce olsun.



(1) “Sabah ve akşamları içinden yalvararak, gizlice ve kendin işitecek kadar bir sesle Rabbini zikret de gafillerden olma!” (Araf/205)

(2) “Onlar ayakta iken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler. ‘Rabbimiz sen boşuna yaratmadın’ derler...”(Al-i İmran/191)