30 Eylül 2009 Çarşamba
TEVBE, İSTİĞFAR NEDİR?
Bugün istedim yine sizinle sohbet,
Artık sizde okuyun bir zahmet.
Tevbe, İstiğfardır konumuz,
İnşallah her daim yapanlardan oluruz.
Bilirsiniz insanlar zayıf yaratılmıştır,
Günah işlemek kolaylaştırılmıştır.
Zaten öyle diyor Hz. Resulallah, (SAV)
Başka ümmet yaratırdı Hz. Allah (1)
Zayıflığıdır her an nefsini haklı görmek.
Tek ilacı vardır nefsini bilmek.
Bilmezse doğrunun ne olduğunu,
Düşünecektir hep haklı olduğunu.
Bu yüzden ilim öğrenmek farz olmuş,
“Bilmiyordum” mazereti orada yokmuş.
Allah Rahimdir merhameti sever,
Bu yüzden tevbeleri kabul eder.(2)
Şartı üçtür. Tevbe etmenin,
Önce pişmanlık duymasıdır kalbin.
Sonra özür dilersin dil ile,
Nedamet duyarsın her ikisiyle.
Artık dikkat edeceksin azalarına,
Eline, beline, diline, gözüne, kulağına.
Günahlar karartır insanda kalbi,
Çeker kendine her türlü bela ve musibeti.
Nasıl çok yemek yersiniz de,
Çıkamazsınız bir türlü tuvalete.
Sancır sanki her türlü azanız,
Acilen gidip ilaç ararsınız.
Günahta acı çektirir Ruha böyle,
Onun ilacı da istiğfar ve Tevbe.
Bilmezsen doğrunun ne olduğunu,
Zannedersin her daim haklı olduğunu.
Bu yüzden bulamazsın doğru yolu.
Tevbe eden kişi çok sevinecektir,
Yemin ederim derin bir oh..! diyecektir. (3)
Çok şaşırdığını söylüyor Hz. Ali,
Henüz imkanı varken Tevbe etmeyeni.(4)
Aman dostum ne olur araştır biraz,
Zannetme nefsin sağlamdır kırılmaz.
Zaman çok sınırlı bir ömür kadar,
Yaşam ise uzar sonsuza kadar.
Yatarken son sözün tevbe istiğfar olsun,
Derim o zaman her şey gönlünce olsun.
(1) - Hz. Resulallah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Eğer siz hata ve günah işleyip, Allah’ın da sizi mağfiret etmesi olmasaydı, elbette hata ve günah işleyip, kendilerini mağfiret edeceği bir ümmet yaratırdı… Çünkü muhakkak ki O, Gafur’dur, Rahim’dir”. Hadis
(2) - Ey müminler hepiniz Allah’a tevbe ediniz umulur ki kurtuluşa erersiniz… (Tahrim/8)
(3) - Allah Resulü (SAV); “Allah Mümin kulunun tevbesine; Yanında bineği, yiyeceği içeceği ile tehlikeli bir çölde düşüp bir ara uyuyup uyandığında bineğinin kaybolduğunu gören, sıcaklık ve susuzluğa artmış olduğu halde onu arayan, sonra da devemi kaybettiğim yere döner orada ölürüm diyerek başını koyup uyuyan, uyandığında da baş ucunda bineğini, yiyeceğini içeceğini bulan bir adamın sevinmesinden daha çok sevinir.” diye buyurmuştur. (Buhari/hadis)
(4) - Hz. Ali; “Kurtuluş yanında iken perişan olan kişiye şaşıyorum.” dedi. Nedir o diye sorduklarında ise “istiğfardır.” buyurdu.( Merasid’ül-Hikem.)