8 Eylül 2009 Salı

MUTLAKA OKUYUN

Milliyet Blog sayfalarında okuyunca hayran olduğum bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Yazıda görüleceği üzere Ülkemizle ilgisi yoktur deniyor ama okuyup yorumladıktan sonra düşünmenizi istiyorum.

Ülkemizde 80-90 yıldır yaşananlara baktığınızda ne kadar benzerlikler olduğunu göreceksiniz.

İnanç bazında ne kadar dejenere olduğumuz hepimizin malumudur. Acaba diyorum İstiklal savaşımızdan sonra günümüze kadar uygulanan plan, Rusya’daki bu yöntemin aynı değil mi sizce. Bunu okuyunca karar vereceksiniz.


Ülkemizle ve bizimle ilgisi yok. Anlatılanlar Çarın Rusya’sında yaşanmıştır.

Rusya’da Çarlık döneminde, Galiçya ve Lituanya ülkesinde oturan İslav ırkından “Ruthenes” denilen bir halk yaşamaktadır. Ne var ki bu halkın mezhebi, Çarın Ortodoks mezhebinden değildir.

Çarlar karar verir;
“Rutheneslerin milli mezhepleri söndürülüp, Ortodoks mezhebine sokulacaklardır.”

Bunun için, zulmün klasik tedbiri; Rüten kiliselerini kapatmak ve rahipleri sürüp halkı Rus Ortodoks Kiliselerine geçmeye zorlamaktı.

Çar böyle yapmamıştır. Böyle yapsaydı, dünyada, baskı yoluna gitmiş ve din hürriyetine aykırı hareket etmekle itham olunurdu.

Çar; Rüten kiliselerin kapılarını açık bırakmış ve rahiplerin Rüten ayinlerini serbestçe yapmalarına müsaade etmiştir. Hatta Rütenlerin mektep ve manastırlarını dahi kapatmamıştır.

Çar şu kadarcık bir müdahalede bulunmuştur; Rüten kiliseleriyle mektep ve manastırlarını hükümet kontrolüne almış ve mektep ve manastırlarda ders okutup ibadet eden genç rahipleri yetiştirecek olan hocaları, Rüten mezhebinin gizli düşmanlarından olmak üzere, kendisi tayin etmiştir.

Bu müdahale kâfi gelmiş, kısa zamanda Rütenlerin milli din ve mezhepleri sessiz soluksuz çöküvermiştir. (1)

Gayet tabii; Hükümet elinin ve gözünün girdiği iman ve akide göçer. Sovyet hükümeti, Çar’ın vaktiyle Rütenlere tatbik ettiği bu şeytani tedbiri bugün Rusya’daki Müslüman ve Hıristiyan bütün halka tatbik etmektedir. (2)
Bunu neden yazdık. Rusya ile iş ilişkilerimiz giderek artmaktadır. Ne de olsa iş ortağımız. Onların anlayışlarını öğrenmekte zarar olmaz derim.

Meraklısına; “Bugünkü sorunlarımız, dünkü yanlışlarımız” Devam edecektir.



Kaynak; (1) Jules Simon, Liberte civile, sahife 325.(2) Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil. İst. Hukuk Fakültesi dekanı sahife 106.

Canmehmet Sosyoloji - 29.02.2008 - 20:15
Resim; http://www.kizilbayrak.net/uploads/RTEmagicC_Lenin_ve_bayrak.jpg.jpg den alıntıdır.
Yazı;
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=95297

Nasıl çok ilginç değil mi? Hiçte tesadüfe benzemiyor. Ne dersiniz?

Her şey gönlünüzce olsun.