19 Ağustos 2010 Perşembe

AHİRET

Ahiret’i işleyelim bugün ne dersiniz?
Ahirete imanı bilelim isterseniz.


Önce insan diyelim bakalım kendimize,
Sadece et ve kemikten canlı mıyız sizce.


Hayvanlar da etten kemikten varlık değil mi?
Farkımız şuurdur, bilinçtir aramızdaki.


Peki bunları gözle göre biliyor muyuz?
Veya aletle falan ölçe biliyor muyuz?


Kimse iddia edemiyor bunlar yok diye,
Yahut hayvanlarda bile bunlar var diye.


Demek oluyor ki insanın asıl kimliği,
Şuuru ve bilincidir, anlaştık değil mi?


Tekrar hatırlatayım bunlar madde değildir,
“Göremiyorum” demek abesle iştigaldir.


Oluşturduk mu zihnimizde iki alemi?
Bir bilineni varmış, bir de bilinmeyeni,


Yok desek te bunların var olduğu kesindir,
Bu gerçekse ancak akılla idrak edilir.


Kainatı bilirsen üç boyutlu değildir.
Madde dediğin şey yoğunlaşmış enerjidir.


Gerçek evren bilinçli ve canlı bir yapıdır,
İşte ruhun ebedi mekanı bu alandır.


İnsanı insan yapan da işte bu bilinçtir,
Ölümsüzdür ruh, bilinç, beden gibi değildir.


Daha anne karnında, üflenir bedenine,
Doğduğunda hazırdır artık şekillenmeye.


Yaşamın süresince imar edersin onu,
İrade bunun içindir doğru kullan onu.


Ruhun sınırı yoktur madde bedenin gibi,
Üç boyutlu değildir artık şimdiki gibi.


Bedenimiz zayıftır algı gücü sınırlı,
Bu yüzden göremeyiz, şuuru, ruhu, aklı.

Halbuki ruhumuzun algı gücü sonsuzdur,
Bu yüzden orada her şey” bilinen” olmuştur.


Şunu anlıyoruz asıl olan madde değil,
Onu kullanan da bilinçten başkası değil.


Şimdi geldik işte konunun püf noktasına,
Ahiret diyoruz bilmediğimiz kısmına.


Şuur ve bilincimiz ölmez, beden ölse de,
Yalnız geçiş yapar bilinmeyen o aleme.


Ahiret denilen de bu alemin adıdır,
Her şeyin aslının görüleceği ortamdır.


Rüya halini hatırlayın hiç sınır yoktur,
Zaman bile farklıdır, onda da sınır yoktur.


Rüyamızda yaşayan ruhsal kimliğimizdir,
Maddi alemde ise bedenle beraberdir.


Ölünce beden artık çürüyen ceset olur,
Ruhumuz ise kendini o alemde bulur.


Bilinmeyen aleme gayp alemi diyoruz,
Buna ait bilgiyi Kur’an dan alıyoruz.


İnşallah kolaylaşır ahiretin inancı,
Yoksa halin haraptır çekersin büyük acı.


Tabi ol Kainatın yaratanı Allah’a
O zaman kavuşursun mutluluğa, huzura.


Yönel Allah’a dostum kalbin imanla dolsun,
Başka bir çaresi yok, her şey gönlünce olsun.



Ahmet akar (01.09.2010)