13 Ağustos 2010 Cuma

VARLIK ALEMİ.

Algıladığımız her şeye, varlık diyoruz.

İyi ama bunu doğru biliyor muyuz?

Bunu işleyelim bugün, İsterseniz,

Akılcı olsun biraz diyeceksek eğer,

O zaman bir düzene koymamız gerek.

İslam açısından bakacağız olaya,

Çünkü bize lazım olan o gerçek.

Varlığı ayıralım isterseniz üçe,

Mesela zorunlu varlık diyelim ilkine.

Bir şeyin var olması,

Mutlaktır ki bir yapanı, yaratanı olması,

Hiçbir şey kendiliğinden oluşmaz,

Birazcık aklı olan bunu tartışmaz,

Öyle biri olmalı ki zatında,

İhtiyacı olmamalı bir başkasına,

İşte bu varlığa biz Allah diyoruz.

Aslında gerçektir incelersek eğer,

İnanmayan bile bunu itiraf eder.

Derler ki varlık aleminin,

Var oluşu Tesadüf,

Yani kendi tanrıları olmuştur,

İleri sürdükleri tesadüf.

İkincisine diyelim mümkün varlık.

Varlığı bir başkası tarafından,

Yapılmış, yaratılmış varlık.

Kendi başına var değildir.

Varlığı ancak yaratıcısına delildir.

Sonuncusu da aslında yok olan,

Yahut ta zannedilen varlık.

Karanlık dediğimiz şey buna örnektir.

Varlık alemi ise aydınlığa bedeldir.

Bilirsiniz her ışığın, bir kaynağı vardır.

Işığın yokluğu ise karanlıktır.

Varlık alemi dediğimiz budur,

Yani aydınlık olan alem, bu alemdir,

Her ışık gibi onunda kaynağı vardır,

Bu kaynak ise inandığımız Allah’tır.

Kuran böyle diyor Nur suresinde,

Varlık aleminin nuru Allah’tır.(1)

İşte insan vahye, peki derse eğer,

Varlık aleminin zirvesindedir,

Tabii kıymetini bilirse eğer.

Neyse konumuz burada hitam bulsun,

Cumanız mübarek, her şey gönlünüzce olsun.



(1) “Allah, göklerin ve yerin nurudur.” (nur/35)