İnsanlar genellikle sıkıntıya düştüklerinde, bir şeyi çok istediklerinde Allah'tan yardım istemek niyetiyle yapılan yakarış olarak bilinir. Aslında Dua, Ahmed Hulusi'nin deyimiyle "İnsanın varlığındaki ilahi gücün ortaya çıkarılması tekniğinden başka bir şey değildir."
Günümüzde Duayı yanlış yorumluyoruz. Medine dilencisi diye bir tabir vardır. "Allahım şöyle yap, Allahım böyle yap" diye sanki ona yapması gerekenleri dikte ettirir gibi talimatlarımızı sıralarız. Sonra da kenara çekilip "Hadi bekliyorum" der gibi tavır alırız. Camilerde cumalardan sonra, TV'lerde mevlidlerden sonra ne edebiyatlar yapıp kafiyeli, duygulu, şiirlerle dolu yakarışlara "amin" deriz. Kendimizin yapması gerektiği halde yapmayıp, bize sormadan bizi yarattığı için olsa gerek, yorucu işleri Allah'a havale ederiz.
Aslında bu durum Allah'ı tanımamak, kendimizin yani insanın özelliklerini bilmemekten kaynaklandığı görüşündeyim. Çünkü Allah, biz insanoğlunu yaratırken kendine ait özellikleri ve onların gücünü peşin olarak vermiştir. Daha insanın anne karnında iken 4'ncü ayında ömrü dahil tüm ihtiyacı olacak her şeyi vermiştir. Doğduğu anda bu özellikleri güçleri kullanabilme yeteneğine sahiptir. Ama yaşadığı çevre, ailesi ve aldığı eğitim nedeniyle çoğunlukla gizli kalır, körelir. Hele kişide katı bir ön yargıda oluşmuşsa, artık onda hiç ümit yoktur. Kur'anın deyimiyle perdelidir.
Biz dua'ya dönersek Dua aslında insan arzu ettiklerini elde etmek için yaptığı çalışma olmalıdır. Bilindiği gibi İnsan beyni frekans alıcı vericisi gibi çalışır. İsteklerde yönlendirilmiş, yoğunlaştırılmış dalgalardır. Fakat çoğu kez isteklerimizi elde etmede yetersiz kaldığımızı, gücümüzün yetmediğini hissederiz. İşte bu noktada yedek güce, ek güce ihtiyaç duyarız. Her türlü gücün sonsuz olarak sahibi olduğunu bildiğimiz varlığa, Allah'a başvururuz. Halbuki Allah zaten o gücü bizim hizmetimize vermiştir. Bizdeki yeterli gelmediğinde nasıl arttıracağımızı da söylediği halde biz hala inatla ondan isteriz. Bunun nedeni Allah'ı gereği gibi tanımadığımızdan kaynaklanır. Allah'ı; Bilmediğimiz bir yerde, bizden ayrı, bizi şah damarımızdan daha yakın bir şekilde bizi izleyen, Melekleri vasıtasıyla şeceremizi, sicilimizi tutan, bazen kızıp felaketler gönderen elçisi aracılığı ile talimatlar gönderen, uyanlar cennet denilen mekanlara, uymayanları da cehennem denilen ateş dolu çukurlara atacak bir TANRI olarak varsayarız. Tabii ki öyle bir tanrı yoktur. İnsanı da görüp dokunduğumuz biyolojik beden olarak kabul ediyoruz, Bilinç, Ruh kavramlarını kelime olarak kullansak ta nasıl bir şey olduğuna kafa yormayız. Halbuki aklımıza gelen ihtiyaç duyduğumuz tüm özelliklere sahip olarak yaratıldık. Sadece kullanmayı bilmiyoruz.
Mesela alkol, sigara kullanıyoruz diyelim. Ciddi olarak bırakmak istediğimiz halde irademiz yeteri kadar güçlü olmadığı için bırakamıyoruz. Ne yaparız? İlk olarak tıbbi destek alırız. İlaçlar, Akupunktur, psikolojik tedavi. Yine olmadı ne yaparız? İşte o zaman dua ya yöneliriz. Allah'tan destek, yardım isteriz. Ama o yardım et demekle etmez. Onun istediği Allah'ta var olduğunu düşündüğün özelliğin gücün İSMİ ile çağrı bekler. Bilindiği gibi Allah ismi tüm özelliklere şamil bir isimdir. Özelliklerin her birinin ismi vardır. Yani Allah'a ait isim ve sıfatlar vardır. Yardımı bunlarla istemeliyiz. Bu konuda Ahmed Hulusi'nin Dua ve zikir adlı kitabı gerçekten mükemmeldir. Dua ve Zikir dediğimiz çalışmanın ne olduğunu ve nasıl kullanıldığı çok güzel anlatıyor. Elimde imkanım olsa herkese birer tane hediye etmek isterdim. Kendisinden Allah razı olsun. Kitaplarından çok yararlandım. 27 yıl içtiğim sigarayı bile o yöntemle bıraktım. Gerçek İslam’ı tanımak isteyen varsa tavsiye ederim.
Sonuç olarak Dua beynin dışa yayınladığı, isteklerimize ait frekansların yönlendirmesini ve yoğunlaşmasını temin etmek için yapılan çalışmalardır. El açıldığında parmaklardan yapılan yayınla beynin yayınladığı dalga gerekli yoğunluğa ulaştığında isteklerimiz kesin olarak gerçekleşir. Buna yönlendirilmiş düşünce de denir. En etkili dua şekillerinden biride secde halinde yapılan dua dır. Bu konuda söylenecek çok şey var ama ben burada kesiyorum. Daha fazla bilgi isteyen dediğim kitapları inceleyebilir.
Saygı ve sevgiler. Her şey gönlünüzce olsun.