2 Mayıs 2008 Cuma

MUTLULUK - 2 -

Ne diyordum? Evet. Biraz moralim bozulsa da pes etmedim. Mutlu olmayı huzuru mutlaka bulacaktım.
Araştırmalarım geliştikçe İnsan kavramında da somut bazı sonuçlar elde etmeye başladım. Çıkan sonuçları üç temel başlık altında topladım.
Aslında bunları hepimiz biliyoruz. Tıpkı Otomobili, uçağı gemileri, bilgisayarı bildiğimiz gibi. Ama işte bilmek yetmiyor. Kullanmayı öğrenmek gerekiyor. Neyse konuyu dağıtmayayım. Bu başlıklar şöyle:
1 - Biyolojik bedenimiz. Madde boyutlu, Doğal yaşam içgüdü programlarıyla var olmuş, doğan, büyüyen, istek ve ihtiyaçları için savaşan, çoğalan, ihtiyarlayıp ölen bir bedenimiz var. Tüm diğer varlıklarla aynı şartlarda içgüdü, zeka, yetenek ve güçlere sahip biyolojik beden.
2 - Ruh bedenimiz. Sadece insanlara mahsus olup, onu sonsuz yaşama taşıyarak, madde boyutundan sonraki gideceği boyut şartlarına göre programlanmış, tıpkı ipek böceğinin koza içinde gelişmesi gibi gelişen enerji boyutlu bir beden. Enerji boyutlu diyorum çünkü. Maddenin sakınımı kanununa göre var olan madde yok olmaz, ancak enerjiye dönüşebilir. Onun için Ruh bedene enerji boyutlu dedim.
3 - Tüm bunların üzerinde, yani ikisini de kullanarak davranış sonuçlarını değerlendiren, düşünen, akıl yürüten, gelecek hakkında planlar ve hazırlıklar yapabilecek (boyutlar arası ölçekte) doğru ve yanlış kararlarını kendisi verip, duygu dediğimiz doğrunun sonucu olan tatmin ile sevinip, yanlışlığının sonucundaki eksikliğine üzülen gerçek ben. Gerçek insan. Nasıldır, neye benzer henüz bulamadım.
İnsana ait bu özellikler somutlaştıktan sonra mutluluğun ve huzurun asıl kaynağının bu sonuncuda oluştuğunu tespit ettim. Kişi hangi boyut bedenini kullanıyorsa, bulunduğu boyutun şartları doğrultusunda ne kadar iyi kullanabiliyorsa mutluluk ve huzuru aynı seviyede yaşayacağı sonucuna vardım. Örneğin siz iyi araba kullandığınızı düşünebilirsiniz Türkiye'de, ancak İngiltere'ye gittiğinizde bocalarsınız. Araç aynı olsa da kurallar değişmiştir. Orada mutlu olabilmek için oranın kurallarını öğrenmek ve davranmak zorundasınızdır. Aksi halde mutsuzluğu yaşarsınız.
Görüyorsunuz değil mi, mutluluğu huzuru yakalayabilmek için neler yaptığımı? Bundan sonrakinde birinci maddeyi genişleteceğim. Takılın bana, pişman olmazsınız.