3 Mayıs 2008 Cumartesi

EĞİTİM DE YAKLAŞIM – 2 -

Şimdi size çocuğunuzu seviyor musunuz diye sorsam, bu ne biçim soru tabiî ki seviyorum, kim sevmez ki dediğinizi duyar gibiyim.
Peki çocuklarınızla konuşabiliyor musunuz desem? Sanırım cevaplar çocuğun yaşı ilerledikçe giderek azalır. Hele 10- 12 yaşını geçtikten sonra iletişim iyice zayıflar. Bunun nedenini "efendim nesil farkı" mazeretiyle geçiştiremezsiniz. Hala sevdiğinize göre neden konuşmak, anlaşmakta zorluk çekiyoruz. Hiç merak ettiniz mi? Ben ettim.
Çocuklarımıza "onların istediği gibi" davranmıyoruz da ondan. Çocuğunuz sizden fizik problemini çözmenizi istemiyor. Oda sizin gibi, tüm canlılar gibi, varlığının kabul edilmesini, ilgi gösterilmesini, kendisinin, düşüncelerinin önemsenmesini, beğenilmeyi, takdir edilmeyi istiyor. Gösteriyoruz ya demeyin. Göstermiyoruz. Sadece ne yapıp ne yapmamasını, yani talimatlarımızı iletiyoruz. Ona seçme, karar verme gibi konularda hiç şans vermiyoruz. Yaptığımız sadece emir ve yasaklar. Düşününelim bakalım bizim anne ve babalarımız hakkında en çok kızdığımız davranışları bu değil mi idi. Şimdi aynı şeyleri biz yapıyoruz. Yanlış mı? Karnını doyurmak, giysilerini ütüleyip giydirmek, cebine para koymak, doğum gününde üstü açık bir BMW hediye etmek, onun aradığı en önemli şey değil. O önemsenmek istiyor. Biz bunu ondan esirgersek, bizim ona verdiklerimiz veya bizden zorla aldıklarıyla başkalarının ilgisini çekmeye çalışacaktır.
İçinizi bu kadar kararttıktan sonra birazda ne yapabileceğimize bakalım. İnsan yaratılış itibarıyla kendine özgü kabiliyet, yetenek ve fiziksel özellikleriyle yaratılır. Yani oda büyükler gibi tek ve önemli bir "insandır". Siz kendinize başkalarının nasıl davranmasını arzu ediyorsanız, en başta çocuklarınıza öyle davranmalısınız. Çünkü o sizden ne gördü ise onu öğrenecek, size de onu uygulayacaktır. Henüz doğmadan bile onu sevdiğinizi, onu önemsediğinizi sesli olarak söyleyin. Bebeğiniz 120 nci günden itibaren beyni aktif hale geçtiği için sizi duyacaktır.
Çocuğunuzu önemsediğinizi davranışınızla gösterin. Henüz kelimeleri seslendirmeyi bilemese de onunla konuşun, dinleyin. Dinlerken başka şeyle ilgilenmeden gülümseyerek gözlerine bakarak dinleyin. Ona onun yapabileceği görevler verin, yaparken karışmayın. Başardığında 5 -6 yaşına kadar sevdiği yiyecek, oyuncak vererek mükafatlandırın. Başarısız olduğunda kesinlikle azarlamayın. Bıraktırmayın. Nasıl yapılacağını göstererek birlikte yapın.
En az haftada yarım gün aile olarak birlikte olacağınız, herkesin katılacağı bir aktivite mutlaka olmalıdır. Mesela Pazar günü saat ikiye kadar bir birimizin resmini yapacağız. Yahut alacağımız bir yapbozlarla yarışma yapacağız. Veya Tombala oynayacağız. Topluca yürüyüş yapacağız falan gibi. İnanın bu çok önemli. Ben yaptım Gördüğüm şey ne oldu biliyor musunuz? hem eşim, hem çocuklarım o anın gelmesini dört gözle bekliyorlardı.
Bu konu anlaşılan uzayacak daha sonra devam ederiz.
Her şey gönlünüzce olsun.