5 Mayıs 2008 Pazartesi

EVLİLİK - 1 -

Evlilik konusunda 26 yıllık bir tecrübem olduğuna ve şu an iyi gittiğine göre bazı tavsiyeler yazabileceğimi düşündüm. İnsanların erkek olsun kadın olsun evlenmek istediklerini biliyorum. Bu gayet masumane ve güzel istek maalesef çoğu kez mutsuzluk sebebi olabiliyor. Bunun nedeni de bireylerin evlilik kurumunu ya iyi bilmedikleri veya hazır olmamalarından kaynaklanıyor. Evlenmeyi düşünenlere bazı tavsiyelerim olacak.
Öncelikle kendinizi tanıyın. Huylarınızı, olmazsa olmazlarınızı, verebileceğiniz taviz sınırlarınızı, ekonomik beklentilerinizi, dilediğiniz gibi giderse gelecek planlarınızı üşenmeyin bir defter alın roman yazar gibi yazın. Yazdığınızı hemen okumayın. Bir ay sonradan okumaya alıştırın kendinizi. Okuduğunuz zamanda kendi kendinize yapın eleştirinizi. Araştırın, sizin tanıdıklarınız arasında bulunan evliliklerde, yazdıklarınızla uyuşan noktalardaki durumları inceleyin. sizce onların eksikleri neler belirleyin. bundaki amaç sizin doğrularınızı test etmeniz.
Unutmamanız gereken önemli bir nokta da yine bireylerin yetiştiği sosyal çevredir. Evlilikten beklentiler genellikle bu şekilde oluşur. Çalışan kesimin oturduğu çevrede yetişen bir kişinin beklentisi ile zengin muhitte yetişen birinin beklentisi, görüşleri aynı olmaz.
Günümüzde astroloji, falcılıkla eşdeğer tutuluyor olsa da aslında kişilikler üzerindeki karakter analizlerinde epeyce yüksek % 70 lere varan isabet oranında doğru sonuçlara varır. İnsan doğum öncesi hamileliğin 4 ncü ayında beyin aktif hale gelir. İlk etkilenme astrolojik olarak gerçekleşir. Yani Dünyamız ve etrafındaki uydu, gezegen, yıldız, ve galaksiler farklı farklı enerji yayarlar. Dünyamız da bu enerji bombardımanının içinde kalır. Beyin ise bildiğimiz gibi enerji frekansı alıcı vericisi gibi çalışan organımızdır. İşte ilk aktif hale geldiğinde maruz kaldığı bu enerji bombardımanı, beyin üzerinde etkili olup birçok sinir merkezlerini etkinleştirir. İnsanın karakteri bu aşamada belirlenmiş olur. Hani nutfe rahme düşünce bir melek gelip kişinin sâdi mi şâkimi olduğunu, rızkını ve ömrünü tespit eder denir ya işte bu işlemdir o. Hayata bakış açısı, etkilenmelere vereceği tepkilerin yönü, ilk etkinleşen bu sinir merkezlerinin çalışması ile bedenin tepkileri otomatiğe bağlanır. Astroloji bilimi bu etkilenmeyi yıldız ve gezegenlerin konumunu hesaplayarak hangi tür enerji dalgalarına maruz kaldığı tespit ederek kişinin karakterini bulmaya çalışır. Yani aslında gerçek bir bilimdir. Hem de binlerce yıldır bilinen bir bilim. O yüzden ciddi bir Astroloji kitabı edinerek hem kendinizin hem de varsa eşinizin, yoksa adayda aradığınız özellikler hakkında size ön bilgi verebilir.
İnançlar bazında siz ve seçtiğiniz bireyin bilgi düzeyi, uygulanan kabullenme oranı. Ailem ve çevrem böyle inanıyor bende onlar gibiyim dediği halde uygulamada eksikse onun inancı sadece dildedir. Yüzeyseldir. Üzerine gitmediğiniz takdirde kontrol edilebilir. Fakat inandığı şeylere bağlı ve uygulamada katı ise bakmanız gereken sahip olduklara bilgi düzeyidir. Bilerek öğrenerek inananda tehlike yoktur. Tam aksi , kendisini frenleme, eleştirme, engelleme kozu elde etmişsiniz demektir. İnançlarınız aynı ise fazla düşünmeyin derim. Fakat bilgisiz, kulaktan dolma bir şekilde inanan uygulamada da katı olan biri ise.... Ben karışmıyorum.
Konuşabilme. Size bir şey söyleyeyim mi. Evliliklerde en büyük tehlike eşler arasındaki konuşma kopukluklarıdır. Yaşam o hale geldi ki eşimizle çocuklarımızla konuşamıyoruz. Kısacık konuşma sürelerinde ise hemen isteklerimizi, ihtiyaçlarımızı, " talimatlarımızı" sıralıyoruz. Normal olarak ta dinlemiyor, dinlenmiyoruz. Buda tarafları daha agresif yapıyor. Gelsin kavgalar. İlk etapta tepki görebileceğinizi bilseniz bile beklentilerinizi "eşinizle" konuşun. İster romantik olsun ister fantezileriniz olsun küçük cilvelerle bile olsa mutlaka karşı tarafa iletin.
Bu konu da uzayacak galiba. Sizleri sıkmadan şimdilik burada keseyim. Hem kendi bilgilerimi düzene koymak hem de biraz daha düşünmek için müsaade edin.
Her şey gönlünüzce olsun.